Eklenme tarihi 8 Şubat 2022
ABONE OLYALSIZUÇANLAR: YAMAN DEDE MÜTEDEYYİN BİR ÂŞIKTI
Edebiyat dünyasının duayen isimlerini meraklılarıyla buluşturan “Edebiyat Durağı” programı bu ay roman ve öykü yazarı Sadık Yalsızuçanlar’ı ağırladı. Programda Mevlevi şair Yaman Dede’nin hikâyesini konu alan ‘Diyamandi’ adlı eserini ele alan Yalsızuçanlar, “Yaman Dede, Allah’ı ve peygamberi çok seven mütedeyyin bir aşıktı ” dedi.
“Edebiyat Durağı”nın bu ayki konuğu roman ve öykü yazarı Sadık Yalsızuçanlar oldu. Programda edebiyatseverlerle bir araya gelen Yalsızuçanlar, Mevlevi şair Yaman Dede’nin hikâyesini konu alan ‘Diyamandi’ eseriyle ilgili pek çok anekdot paylaştı. Yalsızuçanlar, program sonunda konukların sorularını da yanıtlayarak kitabını imzaladı.
42 YIL MÜSLÜMANLIĞINI SAKLADI
“Peygamber Aşkıyla Yanan Rum Bir Dervişin Hikâyesi” başlığını kitap kapağına taşıyan Yalsızuçanlar, “Diyamandi, Rum bir dervişi anlatıyor.1887 doğumlu olan zatın annesi ve babası Rum. Bu nedenle Müslüman olduğunu söyleyemiyor. 42 sene Müslümanlığını açıklayamıyor. Ramazan ayında hep sahursuz oruçlar tutmuş. Rum iken de Allah inancına sahip ama bu değişiyor. Peygamberimize âşık oluyor. Peygamberimizin adını duyduğunda dizinin bağları gevşiyor, sesi titriyor, göz pınarlarından oluk oluk yaş akıyor. Ezan-ı Muhammed-i’yi duyduğunda düşüp bayılıyor. Bu arada ailesi bir değişimin olduğunu hissediyor. Bunun önünü almak için bir Rum kızla evlendiriyorlar. Evli iken İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni bitiriyor. Zarif, beyefendi, çelebi bir kişilik” diye konuşuyor.
GAYRİMÜSLİMLERE MEVLANA’YI SEVDİRDİ
Yaman Dede’nin gizli gizli medreselere gittiğini belirten Yalsızuçanlar, “Fıkıh, şerhler, kelam eserler, Hz. Mevlana, Divan-ı Kebir, Fihi Ma Fih, Hz. Pir’in külliyatını döne döne okuyor. Bir mum nasıl için için yanıyorsa o da Peygamber aşkıyla, Allah aşkıyla yanıyor. İstanbul’da her Cuma Eyüp Sultan’a gidiyor. Orada namazını kılıyor. Çok sevdiği için gönüllü olarak Kandilli Rum Ortodoks Ortaokulu, Saint Benoit, Saint Michel Fransız Lisesi gibi azınlık liselerinde Türkçe ve edebiyat dersleri veriyor. 50-60’li yıllarda İstanbul İmam-Hatip mektebinde ise Farsça hocalığı yapıyor. Talebelerine Hz. Mevlana aşkını aşılıyor. Gayrimüslim talebelere bile Hz. Mevlana’yı sevdiriyor” ifadelerini kullanarak sözlerini şöyle sürdürüyor:
“Yaman Dede, 1001 gün çile çıkarıyor. Benlik ve nefs eğitiminden geçerek ona dedelik unvanı veriliyor. Yaman Dede denmesinin nedeni bu. O dönemde Yanar Dede, Yakar Dede de derlerdi.”
AŞK YOLCUSUNUN ÖDEDİĞİ VERGİ CANDIR
Yalsızuçanlar, Yaman Dede’nin aşk yolculuğunu da anlatarak “Aşk yolcusunun ödediği vergi candır der. Can vermeden canan bulunmaz. İnsanlar arasındaki aşta bile bu geçerlidir. Aşkın bir belirtisi şudur: Ben Allah’ı, peygamberi çok seviyorum. Peki her dediğini yapıyor musun? İnsan âşık olduğu birinin her dediğini yapmaya çalışır. Ona hürmet eder, ihtimam eder, sürekli onu düşünür. Kalbinde ve gözlerinde ondan başkası yoktur. İşte Allah’a âşık olmanın da çok ağır bedelleri ve lütufları vardır. Lütuf ne kadar büyükse bedel de o kadar büyüktür. Can vermeden canan bulunmaz. Yaman Dede, çok mütedeyyin bir âşıktı. Arif Nihat Asya, Yahya Kemal, Hakkı Süha Gezgin, Baki Süha Ediboğlu onun yakın dostuydu” dedi.