Öneri ve Talep Formu
Sezai Karakoç Paneli (8)

Üstad Karakoç‘un vefat yıl dönümünde panel düzenlendi.

Eklenme tarihi 17 Kasım 2022

ABONE OL

DİRİLİŞ’İN MİMARI KARAKOÇ ESENLER’DE ANILDI

Esenler Belediyesi, geçtiğimiz yıl aramızdan ayrılan Türk edebiyatının önemli yazarlarından şair ve mütefekkir Sezai Karakoç’u, vefatının 1. yılında düzenlenen “Diriliş’in Mimarı Sezai Karakoç” adlı panelle andı. Panelde Karakoç’un kültür, sanat, düşünce ve edebiyat dünyamıza olan katkıları ele alındı.

Esenler Belediyesi, “Diriliş Şairi” olarak tanınan, milli ve manevi değerlerden beslenerek zihin dünyamızda derin izler bırakan şair ve mütefekkir Sezai Karakoç’u vefatının 1. yıl dönümünde düzenlenen panelle andı. “Diriliş’in Mimarı Sezai Karakoç” adlı panel, Dr. Hasan Taşçı moderatörlüğünde gerçekleşti. Panele, Prof. Dr. Ali Şükrü Çoruk, Dr. Alim Kahraman ve Osman Koca konuşmacı olarak katıldı. Şair ve yazarlar Özcan Ünlü ile Şakir Kurtulmuş ise Karakoç’un Mona Roza, Liliyar ve Sürgün Ülkeden Başkentler Başkentine gibi pek çok şiirini seslendirdi. Panelde katılımcılara Karakoç’un Diriliş Neslinin Amentüsüadlı eseri ve Esenler Belediyesi tarafından hazırlanan Çizgilerle Sezai Karakoç Sergi Kataloğu armağan edildi.

O BİR RUH SANATKÂRIYDI

Panelin moderatörlüğünü üstlenen Dr. Hasan Taşçı, yaptığı konuşmada Karakoç’u bir ruh sanatkârına benzeterek “Sezai Karakoç’un sohbetlerine katıldım. Çok fazla yakınlığımız olmasa da sohbetlerine gitmek nasip oldu. Sezai Karakoç denince hepimizin aklına hemen ‘üstat’ ve ‘diriliş’ kelimeleri gelir. Üstat, onun hak ettiği bir sıfattı. Sezai Karakoç, bir ruh sanatkârıydı. O yüzden ona üstat diyoruz” şeklinde konuştu.

GELENEKLE MODERN ARASINDA BAĞLANTI KURDU

Panelde konuşan Prof. Dr. Ali Şükrü Çoruk, Sezai Karakoç’un modern Türk şiirinde gelenekle yani modern öncesi dönemle sağlıklı bir bağlantı kurduğunu ifade ederek “Karakoç,bu ilişkiyi ortaya koymuş en önemli şairimizdir. Şiir etrafında elbette söylenecek çok söz var ama ben gelenekle olan ilişkisi üzerine konuşmak istiyorum. Modern düşünce sadece edebiyatla değil gelenekle bağları koparmaya dayanan bir düşüncedir. Yani gelenekle ilgili bütün değerler, yaşam biçimleri bir kenara bırakılıp yerine yenisinin ihdasını koyan bir düşünce tarzındadır. Modernite adını verdiğimiz süreçten bahsediyoruz. Sezai Karakoç, 1950’lerden sonra yazdığı ve geliştirdiği şiirlerde elbette çerçeve kavram olan ‘Diriliş’ etrafında şiirde de gelenekle tekrar eklemlenmeyi asıl şiirin, iyi şiirin temel şartları altında görmüştür. Bununla beraber iyi şiir yapmak adına geleneğe vurgu yapmak noktasında Sezai Karakoç’tan önce Yahya Kemâl’i hatırlamamız gerekiyor” ifadelerini kullandı.

HİKÂYENİN BİR AYAĞI İSLAM COĞRAFYASINDADIR

Panelde, ‘Diriliş’ ekseninde Karakoç’un hikâyesi üzerine bir konuşma gerçekleştiren yazar Osman Koca, “Eğitim hayatımızdan kaynaklana bir hatamız var. Necip Fazıl, Mehmed Âkif ve Sezai Bey gibi insanların şiirlerini ortaya çıkartarak onların ideolojik, felsefi, bilimsel, akademik alandaki fikirlerini görmezden geliyoruz. Öyküden şiire, şiirden tiyatroya, ideolojiden felsefeye hatıralardan biyografiye kadar pek çok alanda eser vermiş bir insandan konuşmak kolay değil. Biz keşke sevdiğimiz insanları vefat etmeden anabilsek. Türkiye’nin böyle bir kadersizliği var. Sezai beyin hikâyesini bilmek, anlamak gerçekten kolay değil. Çünkü Sezai Bey hikâyeyi tematik yazan birisiydi. Sezai Beyin hikayesine nüfuz edebilmek için Latin edebiyatını, Mısır edebiyatını, Fas edebiyatının düşünce ve felsefe dünyasından az da olsa fikir sahibi olmak gerekir. Karakoç’un hikâyesinin bir ayağı bizde bir ayağı da İslam coğrafyasındadır” diye konuştu.

EYLEM DÖNEMİ VAR

Dr. Âlim Kahraman ise Karakoç’un bakışının medeniyet perspektifi olduğunun altını çizerek “Biz Karakoç’u öncelikle şair, sanatkâr ve fikir adamı olarak biliyoruz. Hâlbuki Sezai Beyin bir eylem dönemi var. Bu dönemlerde ben de Karakoç’un yanındaydım. 1982’den sonra devamlı görüştük. Özellikle 87-93 arasındaki dönemde çok sık görüşüyorduk. Sezai Bey, her şeyin yüksek kalitede olması gerektiğine örnekler vererek diriliş nesli toplumuna bir nevi çıta olarak esas alması, bunlara ulaşmaya çalışması ve takip etmesi açısından kendini bununla görevli görüyordu” diyerek sözlerini şöyle sürdürdü:

“Ayasofya’nın açılması medeniyetimiz için oldukça önemli. Sezai Bey o dönemler şunu söylerdi: ‘Bunun çözümü olabilir. Hiç olmazsa bir irade olsun, düşünen olsun’ derdi. Ayasofya, fetih sembolü olan bir mekândır. Karakoç, bunun gibi fikirler üretirdi. Bunlar Sezai beyin gündeminde olan şeylerdi. O dönemlerde tam ifade edemediği, örtülü şekilde ifade ettiği şeyleri yazıya döktü.”

Diğer Haberler