Eklenme tarihi 6 Kasım 2013
ABONE OLAKADEMİSYEN GÖZÜYLE DÖNÜŞÜM
"Uluslararası Kentsel Dönüşüm Sempozyumu", Türkiye'nin önde gelen akademisyenlerini bir araya getirdi. Sempozyumun ilk gününde akademisyenler, "Niçin Kentsel Dönüşüm?" ve "Kentsel Dönüşüm, Hukuk ve Algı" konusuna ışık tuttu.
Esenler Belediyesi ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın ortaklaşa düzenlediği “Uluslararası Kentsel Dönüşüm Sempozyumu” alanlarında söz sahibi uzmanları bir araya getirdi. Yıldız Teknik Üniversitesi Davutpaşa Kampusu Kültür ve Kongre Merkezi’nde Türkiye’nin önde gelen akademisyenleri, kentsel dönüşüm konusunu masaya yatırdı. İlk günün ilk oturumunda “Niçin Kentsel Dönüşüm?” konusunda ilim adamları tebliğlerini sundu.
TOPLUMSAL DÖNÜŞÜMÜN BİR PARÇASI
Oturum Başkanlığı’nı Prof. Dr. Zekai Görgülü’nün yaptığı birinci oturumda ilk sunumu Prof. Dr. Ahmet İçduygu yaptı. “Göç, Kentleşme ve Kentsel Dönüşüm” konusunu anlatan İçduygu, “Kentsel dönüşüm, toplumsal dönüşümün bir parçasıdır” dedi. İçduygu, kentsel dönüşümde siyasal çatışma, müzakere ve karar alma süreçlerinin kaçınılmaz olduğunu söyledi.
EKONOMİMİZİ OLUMSUZ ETKİLER
İçduygu’nun ardından konuşan Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu da, “Yapı Stoğu, Deprem ve Kentsel Dönüşüm” konusuna değindi. “İstanbul’da mevcut bina stoğunun büyük bölümü yasa dışı” diyen Kadıoğlu, yaşanması muhtemel büyük İstanbul depreminin ülkenin sosyo-ekonomik durumunu da olumsuz etkileyeceğini aktardı. Kadıoğlu, afet yönetiminde risk yönetiminin çok önemli olduğunu da sözlerine ekledi.
YENİ YASAL DÜZENLEME ŞART
“Sürdürülebilirlik ve Kentsel Dönüşüm” konusunda sunum yapan Prof. Dr. İclal Dinçer, kentsel dönüşümde yeni bir sayfa açmak isteniyorsa, yeni yasal düzenlemelerin şart olduğunu söyledi. Dinçer, “Kentsel dönüşümde sorun odaklı ve yere özgü çözümler geliştirmek gerekir” diye konuştu.
ÜNİVERSİTELERDE KENTSEL DÖNÜŞÜM
İlk oturumun son konuşmasını yapan Prof. Dr. Adem Esen, “Kentsel Dönüşüm ve Üniversite” konusunda dinleyenleri aydınlattı. “Üniversitelerde kentsel dönüşümün başarılı olması için muhakkak ilgili şahıslara yetiştirilmesi gerekiyor” diyen Esen, akademisyenlerin ve özellikle belediye personelinin bu konuda yeterli donanımı edinmeleri gerektiğini kaydetti. Esen, üniversitelerde teorinin yanı sıra deneyimlerin paylaşılmasının da çok önemli olduğunu ifade etti. Konuşmacılar birinci oturumun sonunda dinleyenlerden gelen soruları da cevaplandırdı.
ENFORMASYONEL KENT OLMALIYIZ
Sempozyumun ikinci oturumunda akademisyenler, “Kentsel Dönüşüm, Hukuk ve Algı” konusuna ışık tuttular. Oturum Başkanlığı’nı Prof. Dr. Yusuf Şahin’in yaptığı ikinci oturumda ilk konuşmayı “Kentsel Dönüşümde İletişim ve Algı Yönetimi ve Katılımcılık” konusunda Prof. Dr. Edibe Sözen yaptı. Kentlere sadece binalar açısından değil, insanları açısından da bakmak gerektiğini vurgulayan Sözen, iletişim konusuna da değindi. Türkiye’de kentleşme bakımından enformasyonel ağların gelişmesinin önemli olduğuna dikkat çeken Sözen, ” Enformasyonel kent olma yolundaki açıklarımızı ortadan kaldırmalıyız” dedi.
MEDYA BİR ŞEHİR ÜRÜNÜDÜR
“Kentsel Dönüşüm ve Medya” konusuna ışık tutan Sabah Gazetesi köşe yazarı Mahmut Övür de söze “Medya bir şehir ürünüdür” diyerek başladı. Medyanın bütün dönüşümlerin hepsinde algı yaratmak konusunda öne çıktığını dile getiren Övür, merkezi hükümetin ve medyanın kentsel dönüşümü halka anlatırken dikkatli olması gerektiğini vurguladı. Övür, rant kazanma ve yüksek yapılaşmanın yarattığı olumsuz algının ortadan kaldırılması gerektiğini kaydetti.
MUTLAK KAMUSAL FAYDA SAĞLANMALI
Övür’ün ardından konuşan Doç. Dr. Sırma Turgut, “Türkiye’de Kentsel Dönüşüm Mevzuatı” konusunu anlattı. 80’li yıllarda yasa dışı mekanların daha fazla olduğunu söyleyen Turgut, 2000’lerden sonra daha meşru kent mekanlarının ortaya çıktığını belirtti. Bugün geleneksel kamu yönetimi anlayışından yeni kamu yönetimi anlayışına geçildiğini aktaran Turgut, “Kentsel dönüşümde mutlak kamusal fayda sağlanmalı” diye konuştu.
SÜRDÜRÜLEBİLİR KORUMA ANLAYIŞI ÖNEMLİ
İkinci oturumun son konuşmasını yapan Prof. Dr. Füsun Alioğlu, “Dönüşümün Kentsel Koruma Hukuku” konusunu anlattı. Kültürel mirasın korunmasının öneminden bahseden Alioğlu, makro ölçekten çok mikro ölçekte düşünülürse kültürel mirasın korunacağını söyledi. Alioğlu ayrıca sürdürülebilir koruma anlayışının esas alınması gerektiğini de kaydetti.
Konuşmacılar ikinci oturumun sonunda dinleyenlerden gelen soruları da cevaplandırdı. Sempozyum, bugün yapılacak 3 oturumun ardından sona erecek.