Öneri ve Talep Formu

Eklenme tarihi 17 Aralık 2012

ABONE OL

‘şehir Ve Ekonomi’ Masaya Yatırıldı

Prof. Dr. Sabahattin Zaim adına her yıl farklı bir konuda düzenlenen sempozyumların beşincisi, “Şehir ve Ekonomi” temasıyla Esenler’de gerçekleştirildi.

Prof. Dr. Sabahattin Zaim adına her yıl farklı bir konuda düzenlenen sempozyumların beşincisi, “Şehir ve Ekonomi” temasıyla Esenler’de gerçekleştirildi. 

Esenler Belediyesi,  İstanbul İktisatçılar Derneği (İKDER) ve Sabahattin Zaim Üniversitesi işbirliği ile düzenlenen “Prof. Dr. Sabahattin Zaim İslam ve Ekonomi Sempozyumu” Yıldız Teknik Üniversitesi Davutpaşa Kampüsü 2010 Avrupa Kültür Başkenti Kongre Merkezi’nde gerçekleşti. Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, AK Parti Ekonomiden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Numan Kurtulmuş, Yıldız Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İsmail Yüksek, Sabahattin Zaim Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Adem Esen, Esenler Belediye Başkanı Mehmet Tevfik Göksu, Tarım ve Köy İşleri Eski Bakanı Prof. Dr. Sami Güçlü’nün açılış konuşmalarını yapmasından sonra başlayan sempozyum,  2 oturum halinde gerçekleşti. Başkanlığını Prof. Dr. Sabri Orman’ın yaptığı ilk oturumun konusu, “Şehir, Ekonomi ve Medeniyet”ti. Konuşmacıların 15’er dakikalık konuşmalarına başlamasından önce Oturum Başkanı Prof. Dr. Sabri Orman, 2012 İslam ve Ekonomi Ödülü alan Ahmet Tabakoğlu’nu yaptığı başarılı çalışmalar ve aldığı bu anlamlı ödül için tebrik etti.

İBN HALDUN’A GÖRE ŞEHİRCİLİK

Birinci Oturum, Prof. Dr. İbrahim Erol Kozak’ın İbn Haldun’un Şehirler, Şehircilik ve Çevre Ekonomisi ile ilgili görüşlerini sunmasıyla başladı. İbn Haldun’a göre şehirlerin medeniyetin beşiği olduğunu söyleyen Kozak, yine İbn Haldun’un şehirlerde yönetimin israfları, aşırı vergiler, tüketim gibi sebeplerle çöküntüler yaşadığını, şehirlerimizin emniyetli, sağlığa elverişli ve israfa kaçmadan kurulması gerektiği görüşlerini dinleyenlere hatırlatarak şehircilikle ilgili fikirlerini paylaştı.

MEDİNE VE EKONOMİ

Panelde ikinci konuşmayı yapan Prof. Dr. Bedri Gencer, İlahi Bir Ekonomi Olarak Din ve Medine başlıklı konu hakkında dinleyenleri aydınlattı. Şehirle ekonomi arasında bağlantı kurulacak en iyi konunun din olduğunu belirten Gencer, barış ile ticaretin İslam’da zirveye çıkmasının tesadüf olmadığını söyledi. Bedeni tasavvur ile Medine ve ekonomi arasında kurulan bağlantıyı da anlatan Gencer, birlik, bütünlük, hiyerarşi, otarşi ile din ve ekonomi arasındaki bağlantıyı açıklayarak sözlerini tamamladı.

ŞEHRİN CAN DAMARI VAKIFLAR

Gencer’in ardından konuşan Prof. Dr. Tahsin Özcan, Vakıf ve Şehir Ekonomisi konusuyla ilgili görüşlerini paylaştı. Vakıfların şehrin merkezinde yer aldığını ve şehrin can damarı olduğunu belirten Özcan, vakıfların şehri yaşanabilir hale getirdiğine dikkat çekti. Özcan, vakıfları serveti sosyalleştiren kurumlar olarak tanımlayarak, vakıfların şehir ekonomisine katkılarına değindi. İstanbul’da binlerce vakfın, şehrin ihtiyaçları için hizmet verdiğini söyleyen Özcan, “Şehir demek, vakıf demek” dedi.

YAŞANILAN ŞEHİRLER GEREK

Sabahattin Zaim İslam ve Ekonomi Sempozyumu’nun birinci oturumunda son konuşmayı Prof. Dr. Ersin Nazif Gürdoğan yaptı. Şehir ve Ekonomi konusundaki düşüncelerini açıklayan Gürdoğan, “Bizim kültürümüz ticaret kültürü. Peygamber Efendimiz (s.a.v), O’nun eşi, İmam-ı Azam ticaretle uğraşmışlar. Ticaretin olmadığı yerde gelişme ve dönüşme olmaz” dedi ve ticarette kazan-kazan stratejisinin geçerli olduğunu söyledi.Şehirleri medeniyete tutulmuş bir aynaya benzeten Gürdoğan, “Mekke şehirlerin anası, Kâbe ise insanlığın bildiği ilk yapıdır” dedi. Aydınların ortak görevinin çalışılan değil, yaşanılan şehirler ortaya çıkarmak olduğunun altını çizen Gürdoğan, estetik anlayışımızı şehirlere yansıtmamız gerektiğine de vurgu yaptı. Gürdoğan, mezarların yerin altında bile olsa göze güzel görünmesi gerektiğini söyledi. Sempozyumun birinci oturumu, dinleyicilerden gelen soruların cevaplanmasının ardından oturum yöneticisi ve konuşmacılara takdim edilen plaket ve hediyelerle sona erdi.

İKİNCİ OTURUM

Prof. Dr. Nazım Ekren’in yönetiminde başlayan ikinci oturumun konusu ise, Güncel Sorunlar Işığında Şehir ve Ekonomi’ydi. Oturum yöneticisi Ekren, şehirlerin doğru yapılanmasının önemine değinerek, “Şehir yapılanırsa ekonomi gelişir ve ekonomik ilişkiler de iyi kurgulanır” dedi.

İSTANBUL’DA YAŞANAN BÜYÜK DEĞİŞİM

İkinci oturum, Prof. Dr. Murat Güvenç’in sunumuyla başladı. İstanbul’da Kentsel Dönüşüm Bağlamında İktisadi ve Sosyal Değerlendirmeler konusundaki görüşlerini paylaşan Güvenç, İstanbul’un 1946 yılından bugüne kadar geçirdiği değişimi, nüfus artışını ve beraberinde binaların sayısındaki artışı barkovizyon eşliğinde fotoğraflar üzerinden göstererek anlattı. “İstanbul, dünya sistemine eklemlenmiş bir kent” diyen Güvenç, “İstanbul’u kendi üzerinde yenileyip çatılar okyanusu haline getirmiş durumdayız” şeklinde konuştu.

SOSYAL YAPILARA YÖNELMELİYİZKentsel dönüşüm ve İstanbul’un yeniden inşası konusunda dinleyenleri aydınlatan Dr. Mimar Sinan Genim ise “İnsanları dönüştürmekten kentleri dönüştürmeye başladık” diyerek dönüşüm kelimesinin kendisine ters geldiğini söyledi. Bugün anıtsal yapılar yerine daha sosyal yapılar kullanılması gerektiğini belirten Genim, İstanbul’un eski görüntülerini ve yapılanmasını barkovizyon üzerinde gösterdiği fotoğraflar eşliğinde anlattı.

KENTSEL DÖNÜŞÜM BİR FIRSAT

Genim’in ardından konuşma yapan Doç. Dr. Yıldıray Yıldırım da, Kentsel Dönüşüm ve Finansman konusunu anlattı ve yenilikçi finans teknikleri ile kamu-özel sektör ortaklığının yapılanması gerektiğini söyledi. Yıldırım, yapılan araştırmalara göre kentselleşme oranının artmasıyla Gayri Safi Yurtiçi Hasıla’nın da genellikle arttığını hatırlattıktan sonra yine yapılan araştırmaların yüksek katlı konutlarda yaşayan insanların ruh sağlığıyla alakalı daha çok yardım aldığını ve buralarda yaşayan çocukların da gelişimlerini daha geç tamamladıklarına değindi. Yıldırım ayrıca kentsel dönüşümle ilgili olarak “Kentsel dönüşüm, ekonominin canlılığı için ve yeni finans tekniklerinin kullanımı için bir fırsat penceresi” dedi.

MÜDAHALELER AHENGİ BOZMAMALI

İkinci Oturum’un son konuşmasını yapan Doç. Dr. Alev Eriket de  Şehir ve Ekonomi ilişkileri bağlamında tarihi Yarımada’ya dikkat çekti. Kentsel müdahalelerin kentin kendi içinde oluşturduğu ahengi bozmayacak şekilde olması gerektiğini belirten Eriket, boomerang etkisi konusuna dikkat etmemiz gerektiğinin altını çizdi ve özellikle yapılan müdahalelerin tarihi Yarımada’nın dinamiğine uygun olması gerektiğini de vurguladı.

ŞEHİRLER KİMLİĞİ YANSITMALI

Plaket ve hediye takdimleriyle sona eren ikinci oturumun ardından Prof. Dr. Yusuf Balcı, sempozyumun genel değerlendirmesini yaptı. Konuşmasına Prof. Dr. Sabahattin Zaim ile ilgili görüşlerini paylaşarak başlayan Balcı, Zaim’in Türkiye tarihinde yaşamış, döneminin en etkili kişilerinden biri olduğunu söyledi. Zaim’in mekânın önemini her zaman çok iyi ifade ettiğini hatırlatan Balcı, Türk- İslam dünyasının temel probleminin kimlik problemi olduğunu belirtti ve şehirlerin de kimliği olduğunu söyleyerek kimliği olan şehirlerin akılda daha kalıcı olduğunun altını çizdi. Genel değerlendirme sonrasında Prof. Dr. Yusuf Balcı’ya plaket ve hediye takdiminin ardından verilen kokteylle, beşincisi düzenlenen Sabahattin Zaim İslam ve Ekonomi Sempozyumu sona erdi.

SEMPOZYUMLA İLGİLİ VİDEOYU İZLEMEK İÇİN LÜTFEN TIKLAYIN

Diğer Haberler