Eklenme tarihi 14 Mart 2024
ABONE OLMEDYA ARKASI MELİK YİĞİTEL’İ AĞIRLADI
Şehir Ekranı TV’de izleyicileriyle buluşan “Başak Şengül ile Medya Arkası “ programı, Türkmedya Ankara temsilcisi, gazeteci Melik Yiğitel ağırladı. Yiğitel programda aile yaşantısı, kariyer yolculuğu gibi pek çok konu hakkında samimi açıklamalarda bulundu.
Esenler Belediyesi yayın organı Şehir Ekranı TV’de her cuma izleyicilerin beğenisine sunulan Medya Arkası programında bu hafta, medyanın yıllar içinde geçirdiği dönemler ele alındı. Başak Şengül’ün sunumuyla izleyiciyle buluşan programda, gazeteci Melik Yiğitel kariyer yolculuğu, aile hayatı ve pek çok konuyu sevenleriyle paylaştı.
Z KUŞAĞI TELEVİZYON İZLEMİYOR
İzleyicilerinden aldığı samimi yaklaşımlar hakkında açıklamalar yapan Yiğitel, “Fotoğraf çekmek isteyen izleyenlerimin olması güzel bir şey ama bazen tuhaf şeyler de oluyor. Daha doğrusu çok olmaya başladı. Fotoğraf çektirdikten sonra ‘Babam sizin izleyiciniz’ ya da ‘Dedem sizin izleyiciniz’ diyorlar. Kızıma sordum bu durumu kızım da ‘Baba ya z kuşağı izlemiyor ki televizyon. Babaları, dedeleri izlerken bakıyorlar’ dedi. Bu durum biraz üzücü. Melik amca diyorlar . Aynı zamanda da keyif alıyorum bu durumdan. Babam izliyor durumuna razıyım da dedem izliyor kısmı, biraz moral bozucu oluyor” dedi.
KIZLARIMDAN ELEŞTİRİ ALDIM
Z kuşağının espri ve algı farklılığı olduğunu belirten Yiğitel, “Z kuşağı çok değişik. Ben evde iki tane besliyorum onlardan. Şaka bir yana her şekilde çok farklılar ve her şeyle kafa buluyorlar. Küçük kızım izlediği yayınlarımdan taklidimi falan yapıyor. ‘Bir saniye, bir saniye! O öyle değil’ şeklinde. Sanırım Başak ile olduğum programda hiç hoşlanmadığım bir kelimedir aslında ama nasıl ağzımdan çıktıysa ‘Adam ol’ dedim. Eve gittim. Sabah eşim önce bir laf söyledi sonra iki kızım. Kedimiz de dişi aynı zamanda. ‘Ya bu eril dil yakışıyor mu hiç sana’ küçük kızım da ‘Baba olmadı bu’ diyor. Diğer yandan da kedimiz anlamıyor patisiyle vuruyor. Kedimize ‘Bari sen sakin ol’ dedim. Eril bir dil kullanmamı istemiyorlar. Kadın erkek eşitliğine inanan bir aileyiz” ifadelerini kullandı.
DÜŞÜNCE FARKLILIKLARINA İNANIYORUM
Kariyerinde sert ifadeleri kullanmaktan kaçındığını belirten Yiğitel, ” Benim iki tane böyle vukuatım var. İki tanesi de sana denk geldi. Vallahi talihsizlik. İkisinde de biraz meşru müdafaaydı aslında. Karşı taraf çok saldırınca benim de herhalde şekerim düştü. Yoksa ben bütün herkesin aynı düşünmek zorunda olmadığının farkındayım. En güzel fikirler çatışarak çıkar. Aynı şeyi elbette düşünmek zorunda değiliz, birbirimizi ikna etme çabası olabilir ama ikna da etmeyebiliriz. Ama birbirimizin fikirlerini anlamak ve dinlemek meselesi önemli. Bir de karşıdaki kırıcı üstenci bir dil kullanmıyorsa ben eğlenceli bir adamım. Böylesinin daha doğru olduğunu düşünüyorum. Çünkü insanlar gün içerisinde zaten çok yoruluyor. Akşam eve gittiklerinde kafes dövüşü gibi tartışma programı izlemek istediklerinden emin değilim” şeklinde anlattı.
SİYASET BİLİMİ OKUMAK İSTERDİM
Gazetecilik mesleğini seçmesinde etkili olan olaylardan bahseden Yiğitel, şunları kaydetti:
“Belki taşra avukatı olarak hayatımı sürdürecektim. Hukuk okuyacaktım. Ortaokul döneminde babam politik biriydi. Sürekli evde haber, programlar izlerdi. Arkadaşları gelir politika konuşurlardı. Hep böyle bir ortamdaydım. Çok fazla muhafazakârdı babam, ben daha fazla liberal taraftaydım. Çok kızdığı olurdu ama bana çok katkısı oldu. Babam 32.Gün’ü izliyordu. 32. Gün’ün televizyonda yayınlandığı gün babam tüm görüşmelerini ertelerdi. Yarım saat öncesinde beklemeye başlardı. Ben de küçük bir çocuk olarak onunla izledim ama ondan daha çok müptela oldum. Ona bakarak gazetecilik tam bana göre dedim. Lisede maçlar falan olurdu ben maç anlatırdım. Lakap takarak anlatırdım mesela ‘Maradona Ahmet attı köşeden gördü şut gol değil!’falan çok hoşlarına giderdi arkadaşlarımın. Sonra okul gazetesi çıkartmaya başladık. Daktiloyla yazmam kötü zımbalayıp ‘Ya bu bizim gazete ‘ diyordum. Lisede iş daha ciddiye binmeye başladı. Ben her gün günlük gazete okumaya başladım. Tek hayalim ‘Ben gazeteci olacağım’ kafaya taktım. Ama bana ‘Gazetecilik yapabilmek için iletişim fakültesinde okuman gerekmiyor başka bir şey de okuyabilirsin ‘denmedi. Siyaset bilimi okuyup gazetecilik yapmayı tercih ederdim” ifadelerini kullandı.