Öneri ve Talep Formu

Gastronomi Sohbetleri başladı.

Eklenme tarihi 26 Aralık 2024

ABONE OL

GASTRONOMİ SOHBETLERİ’NİN İLK KONUĞU EDA ŞEF OLDU

Esenler Belediyesi, Atıksız Hayat-Atıksız Mutfak” projesi kapsamında “Gastronomi Sohbetleri”ne ev sahipliği yapıyor. Dr. Esat Özata moderatörlüğünde her ay meraklılarıyla buluşacak programın ilk konuğu MasterChef Türkiye yarışmasıyla tanınan Eda Karabulut oldu.

Esenler Belediyesi tarafından hayata geçirilen “Atıksız Hayat- Atıksız Mutfak” projesi, bu kez “Gastronomi Sohbetleri”ni meraklılarıyla buluşturdu. Dr. Kadir Topbaş Kültür Sanat Merkezi’nde Beykent Üniversitesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölüm Başkanı ve atölye eğitmeni Dr. Şef Esat Özata’nın moderatörlüğünde her ay gerçekleşecek programın ilk konuğu MasterChef Türkiye yarışmasıyla tanınan Eda Karabulut oldu. Karabulut, programda mutfakla tanışma hikâyesini ve MasterChef Türkiye yolculuğunu anlatarak Dr. Özata ve konukların sorularını yanıtladı.

KADINLAR DA ARTIK BU SEKTÖRDE

“Atıksız Hayat- Atıksız Mutfak” atölyesi eğitmeni Dr. Şef Esat Özata, 2 yıldır Esenler Belediyesi ile çalışmalar yürüttüklerini söyleyerek “Gastronomi adına Esenler Belediyesi çok güzel işler yapıyor. Gastronomi Sohbetleri de bunlardan biri. Türkiye’de şefler hep erkekler ama evde yemekleri hep kadınlar yapıyor. 2005 yılından sonra gastronomi bölümünün açılması ve zamanla sosyal medyanın yaygınlaşmasıyla birlikte kadınlar da bu alanda çalışmaya başladı” dedi. Özata, kadınların artık bu sektörde varlık göstermeye başladığını belirterek Karabulut’a mutfakla tanışma serüvenini sordu.

EL LEZZETİME HEP ÇOK GÜVENDİM

Çocukluğundan beri mutfağa ilgisi olduğu ifade eden Eda Karabulut, “İlkokulda okuldan gelince annem yemek yapardı. O soğanın kavrulma kokusu beni hemen mutfağa iterdi. Ben hemen yemeğe yardım etmeye çalışırdım. 7-8 yaşlarındayken ananemle birlikte erişte keserdik. Ananem elimin yemeğe çok yatkın olduğunu söylerdi. Güzel sofralar kurmayı hep çok sevdim. Yaptığım bir yemeği birinin beğenmesi ve yüzündeki o ifade beni çok mutlu ederdi. Fakat hep mutfaktan farklı işlerde çalıştım. Bu da beni bu sektöre itti. Çocuklarım doğduktan sonra da mutfakla ilgili profesyonel şeyler yapmaya karar verdim ve pastacılık kursuna gittim. 5 yaşındaki oğlum MasterChef Türkiye’ye katılmam için ısrar etti. Başörtülü olduğum için yarışmaya alınmayacağımı düşündüm. Aynı zamanda profesyonel de değildim ama el lezzetime de çok güveniyordum” dedi.

MASTERCHEF TÜRKİYE BENİM İÇİN BİR OKULDU

MasterChef Türkiye’nin kendisi için bir okul olduğunu sözlerine ekleyen Karabulut, şunları kaydetti:

“Evimin mutfağında hiçbir zaman ıstakoz pişirmedim. Jumbo karideslerle yemekler yapmadım ama orada çok kez yaptım. Çok video izledim. Çok araştırdım. Öğrenmenin yaşı yok. Bu anlamda çok iyi bir araştırmacı olduğumu düşünüyorum. Tük halkı olarak yemek programlarına çok ilgimiz var. Son dönemlerde MasterChef Türkiye ile birlikte bu iş daha çok profesyonel bir tarafa geçti. MasterChef Türkiye sonrası gastronomi ifadesi hayatımıza yeniden kazandırıldı. Sektörün içerisindekiler bunu biliyordu ama kadınların da erkeklerin de belli eğitimler alıp mutfakta çalışabileceğini bu program çok iyi öğretti. Üniversitelerde bu kadar gastronomi bölümü yokken şu an nerdeyse hemen hemen her üniversitede var.”

Diğer Haberler