Burçak Evren
1969’da henüz 22 yaşındayken gazetecilik mesleğine adım atan ve bir gazetede veya dergide hangi unvanlarla görev alınabilecekse hepsini birer birer üstlenen Burçak Evren, o son şövalyelerden biri olarak, geride bıraktığımız 50 yılda sinemamızın kaydını titizlikle tuttu. Bunu yaparken de daha ilk kitabından itibaren, bir vakanüvis olmayı reddederek, “Türk sinemasının ilk filmi” gibi galat-ı meşhur bilgileri düzeltmeye, yerleşik ezberleri kırmaya çalıştı.
Sinemanın bir seyirlikten öteye geçmekte zorlandığı Türkiye’de, maddi değil manevi karşılıklarını önceleyerek uzun yıllar boyunca sinema yayıncılığı yapan Burçak Evren, İstanbul’daki sinema salonlarından Türk sinemasındaki erotizme, Türkiye’ye sinemayı getiren Sigmund Weinberg’ten Türkçe sinema dergilerine kadar pek çok başlık üzerine eğildi; araştırmalarını ve incelemelerini dar bir alana hapsetmekten özenle kaçındı. Sığ sularda yüzmek yerine derinlere açılan ve çoğu zaman dalgalara karşı yüzen Evren’in kitapları, sinema ve sanat maddelerini kaleme aldığı ansiklopedileri, belgeye dayalı araştırma yazıları günümüzde, ülke sinemasının geçmişine dair yazı kaleme almak isteyenlerin uğradığı ilk duraklardan birisi olmayı sürdürüyor.