Mekâna Sinen Ruh
Sezai Karakoç’un satırlarını okurken Mekke, Medine, Kudüs, Bağdat, Şam, İskenderiye, Buhara, Semerkand, Taşkent, Şiraz, İsfahan, Beyrut’u dolaşır adımlarınız… Mısır, Cezayir, Tunus, Filistin, Irak, İran, Afganistan, Pakistan, Habeşistan, Eritre, Azerbaycan’dan sesler duyarsınız. “Avrupa’nın ülkü mezarlığı”, “türedi bir uygarlığın kentleri” Paris, Moskova, Pekin, New York’taki kasveti hissedersiniz. Ankara’dan İstanbul’a dönersiniz. Süleymaniye’ye Sultanahmet’e, Fatih’e, Eyüp Sultan’a, Merkezefendi’ye… Diyarıbekr, Urfa, Konya, Bursa’dan türküler çalınır kulağınıza, masallar… “Mekâna Sinen Ruh”ta Sezai Karakoç’un şehir ve medeniyet kavramlarına bakışından hareketle şehir ve medeniyet ilişkisinin şiir ve hikâyelerine nasıl yansıdığı bir bütün hâlinde incelenmektedir.