Prof. Dr. Sadettin Ökten Şehir Düşünce Merkezi

Şehir Yol Estetik: Bursa ve Tebriz

Azerbeycan bölgesinin tarihi başkenti Tebriz, Sawalan Dağı’ndan doğan Acı Çay’ın beslediği ve Urmiya Gölü’nün kuzey doğusuna doğru süzülen verimli ova üzerinde kurulmuştur.  Karaca Dağ’ın yüksek tepeleri şehri kuşatırken, Acı Çay’dan ayrılan Maydan, onu boydan boya ikiye böler. Tebriz depremler şehridir. Kuşatmalar ve talanlarla anılır. Mimarinin gözde eserleriyle taçlanmış zarafetin ve gül kokulu bahçelerin şehridir. Tebriz aynı zamanda ipek şehridir.

Tebriz üzerine düşünmek, insanlık tarihinin kadim topraklarına doğru yolculuğa çıkartıyor bizi. Antik Yunan şehir devletleri ve Pers Krallığı’nın hüküm sürdüğü Anadolu’ya gidiyoruz. İran’dan kalkan kervanlar 3000 kilometrelik Kral Yolu ile Ege Denizi’ne ulaşmaktadır. Uzakdoğu’yla Akdeniz’i birleştiren küresel harita, Asya içlerine kadar giden İskender ve güçlü Çin hanedanları zamanında tamamlanır. İran’ı doğuda Çin’e, batıda Avrupa’ya bağlayan ve çok sonraları İpek Yolu olarak anılacak yol, tarihsel gelişimi boyunca çevresindeki bütün şehirlerin işlev ve siluetini belirleyecektir.

Daha önce Bağdat hattını kullanan kervan güzergâhları, 13. yüzyılda Tebriz üzerinden geçmeye başladı. Şehir, İpek Yolu’nun kavşağı olarak uluslararası bir pazar haline gelince ipek üretimine başlanacak, ticaret canlanacak ve zenginlik artacaktı. Uzak Doğu, Akdeniz ve Karadeniz ile sürdürülen karşılıklı alış veriş ve ilişkiler sonucu, nüfusu 13. yüzyılda 300.000 kişiye ulaştı. O tarihte ne tüccar – banker Akdeniz şehirleri, ne Paris ne de Londra böyle bir nüfusa sahiptir. Şehrin kalbi durumundaki kapalı çarşı, sayısız dükkanın yanı sıra ana akslar, tali yollar, camiler, kervansaraylardan örülmüş kompleks bir yapıdır. Bu üretim ve ticaret merkezinde tüccarlar, belediye çalışanları, imamlar, muhtasipler, zanaatkar ve sanatçılar lonca üzerinden örgütlenmiştir.

13. yüzyılda Moğolların başkenti olur. Moğol Ghazan Han 1299’da önce Tebriz’in surlarını 25.000 adıma (gam) çıkarır, daha sonra Kuh-i Waliyan and Sanjaran mahalleleri şehir duvarları içine eklenir. Bu mahallelerde ince işleri ile tanınan binalar inşa edilir. Aynı dönemde Tebriz, İslam dininin önemli bir merkezi olur. 14. ve 17. yüzyıllar arasında ise Safevi Hanedanı’nın başkentidir. Karakoyunlu Cihan Şah’ın Begüm Hatun için yaptırttığı Gök Mescit, dönemin en alımlı binasıdır. Tebriz, Akkoyunlu egemenliği altında 17. yüzyılda başkent statüsünü kaybettiyse de, Azerbaycan’ın merkezi yerleşimi olarak aktif bir ticaret hayatı sürdürmüştür. Özellikle Uzun Hasan’ın saltanatında camiler, medreseler, kervansaraylar, hastaneler, yollar, köprüler ve Sahip – Abad Meydanı inşa edilmiştir. İlk bakışta çarşının devamı olarak algılanan Sahip – Abad, siyasi, toplumsal ve kültürel faaliyetlerin yer aldığı bir kamusal meydandır.  Bu özelliğiyle İslam değil Batı şehirlerinin meydan modellerini anımsatır. Meydanın çevresinde, aynı adı taşıyan bahçeler ve Farsça söylendiği şekilde “çarşı mecmuası” (çarşıyı oluşturan binalar topluluğu) yer almaktadır.  Uzun Hasan’ın oğlu Yakub, Şahibabad bahçelerine Hasht Bihisht Sarayı’nı inşa ettirir. Büyük bir harem, bir cami, geniş bir meydan ve 1000 hasta kapasiteli bir hastane inşası da gerçekleştirilmiştir.

Tarihi boyunca politik çekişmeler, Moğollar ve Osmanlılarla girişilen savaşlar, talanlar, ambargolar, depremler ve salgın hastalıklar şehrin defalarca yeniden kurulmasını gerektirmişti. Yine de, sanayi öncesi dünyanın bu önemli merkezi, ancak İpek Yolu ve ipek ticaretinin gözden düşmesi ile uluslararası önemini kaybeder. Bu olgunun nedeni, Batı’da sanayileşen merkezlerin ürettiği malların alınıp satıldığı modern dünyanın, eski imparatorluk düzenleri, ticaret biçimleri ve şehir gerçekliğini köklü bir değişime uğratmasıdır.

[1] Pirooz Hanachi; Solmaz Yadollahi, 2011,“Tebriz, Historical Bazaar in the Context of Change”,  http://openarchive.icomos.org/1331/1/V-1-C-Article4_Hanachi_Yadollahi.pdf, Mart 2018

[2] Amin Adelzadeh, 2016, “Social Dimensions of Bazaar in Historical Cities of Iran: The Tabriz Bazaar, http://www.theijes.com/papers/v5-i5/G0505036044.pdf

Bu çalışmanın birinci aşamasında genel olarak Tebriz, özel olarak da Tebriz çarşısı,  14. yüzyıldan itibaren ortaya çıkan sosyo-ekonomik, siyasal, kültürel ve kentsel dönüşüm temelinde incelenecektir.

Tebriz’i Batı’ya bağlayan en önemli ticari merkezlerden olan Bursa, çalışmanın ikinci aşamasında yer almaktadır. Kurucu Şehirler: Bursa ve Floransa atölyemizde 14 – 16. yüzyıllar arasındaki dinamikleriyle ele alınan Bursa, bu kez onu moderniteye taşıyan koşullarıyla irdelenecektir. Çalışmanın üçüncü aşamasında ise, ipeğin dayanıklı iplikleriyle örülmüş kaderi paylaşan Bursa ve Tebriz, benzerlikler ve farklılıklar temelinde karşılaştırılacaktır.

Şehir, Çarşı, Meydan Yol ekseninde açıklanacaktır.

Hedefler

Tarihte oluşmuş şehir tecrübelerinin değişim ekseninde ve karşılıklı mukayese edilerek çözümlenmesiyle elde edilecek özgün bilgi ve kaynakça hedeflenmektedir.

Önem ve Gerekçeler

Bursa ve Tebriz şehir tarihi ve mekânı çözümlemeleri postmodern şehir egzersizine değerli ve özgün bir katkı sağlayacaktır.

Hedef Kitle

Akademisyenler, araştırmacılar, öğrenciler, kent yöneticileri ve konunun meraklıları için fayda üretilecektir.

Yöntem ve Uygulama Adımları

Atölyede çok aşamalı bir yol izlenecektir. Öncelikle Şehir Düşünce Merkezi’nde atölye taslağının ele alındığı, tartışıldığı bir toplantı gerçekleşecektir. Önerilen akademisyenlerden belirlenme yapılarak Esenler kültür sanat programlarında yer alacak iki konferans yapılacaktır. Bursa ve Tebriz teknik inceleme gezileri tertip edilecektir. Ekim ayında Tebriz gezi programı vardır. Ardından panel formunda bilgi paylaşımı ve tartışma süreci yer alacaktır. Bir taslak toplantı, iki konferans, iki gezi, bir panel sonrası derleme kitap basımı ve kitap tanıtım semineri ile atölye tamamlanacaktır.

[2] V. Minorsky, “Tabriz”, 2007, Historic Cities of the İslamic World içinde, Edmund Bosworth; Sheila Blair (ed,), Boston: Leiden, s:486-497

Katılımcılar

Kişiler Alanlar
Prof. Dr. Aynur Atmaca Can Yürütücü
Dr. Nurettin Nebati Yürütücü
Dr. Funda Budak Yürütücü
İhsan Aktaş Katılımcı
Cihan Aktaş Katılımcı
Prof. Dr. Mustafa Kara Katılımcı / Konferans
Prof. Dr. Teoman Duralı Katılımcı / Konferans
Prof. Dr. Cemal Kafadar Katılımcı / Konferans
Meltem Bali Yardımcı / Konferans