Türkiye’de Kentsel Dönüşüm
Cumhuriyet döneminde başlayan kentleşme, 1950’lerde köyden kente göçe bağlı olarak hızlandı. Sağlıksız kentleşme özellikle Ankara, İstanbul ve İzmir gibi büyükşehirlerde konut sıkıntısını ortaya çıkararak gecekondu kültürünü meydana getirdi. Gecekondular, toplumsal eşitsizliği, dışlamayı ve kutuplaşmayı artıran kentsel mekânların türemesine yol açtı. Ardından 1966’da Gecekondu Kanunu yürürlüğe girdi. Kanunla mevcut gecekonduların düzenlenmesi, tasfiyesi ve yeniden gecekondu yapımının önlenmesi amaçlandı. Bu kanun ilk kentsel dönüşüm düzenlemesi olarak kabul edildi.
1984’te “İmar ve Gecekondu Mevzuatına Aykırı Yapılara Uygulanacak Bazı İşlemler ve 6785 Sayılı İmar Kanununun Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkındaki Kanun” yürürlüğe girdi. Bu kanun gecekondu bölgelerinin ıslahını kapsadı. Bu kanunu takiben aynı yıl çıkan “Toplu Konut Kanunu”; konut ihtiyacının karşılanması, konut inşaatını yapanların uygulayacağı usul ve esaslar, bölgenin koşul ve malzemelerine uygun endüstriyel inşaat teknikleri ile araç ve gereçlerin geliştirilmesi ve devletin yapacağı desteklemeleri içerir.
Süreç içinde çeşitli tarihlerde İmar Kanunu değişikliği yapılırken 1999 yılında meydana gelen depremle yasal düzenlemeler yeniden ele alındı. 2000 yılında “Gecekondu Kanunu”na eklemeler yapıldı ve “17 Ağustos ve 12 Kasım 1999 depremlerinde zarar gören Marmara Bölgesi’ndeki illerde doğal afetler nedeni ile sağlıklı, güvenli ve düzenli yeni yerleşim alanları oluşturmak ve konut ihtiyacını karşılamak amacıyla bedeli 15.05.1959 tarihli ve 7269 sayılı Kanunla teşkil olunan afetler fonundan sağlanarak kamulaştırılmış veya kamulaştırılacak veya afetlere ilişkin hükümler taşıyan diğer kanunlara göre iktisap olunmuş veya olunacak arsa ve arazilerde, arsa ve konut üretimi için gerektiğinde 20.07.1966 tarihli ve 775 sayılı Kanun hükümlerine göre işlem yapılır” ibaresi eklendi.