Eklenme tarihi 24 Ekim 2017
ABONE OLYunus Divanı’nda Şathiyeler Anlatıldı
“Yunus Divanı”nın ilk programında, dini ve tasavvufi halk şiirinde mizahi manzumeler olarak bilinen şathiyeleri anlatan Mustafa Tatçı, "Şathiyeleri doğru yorumlamak zordur. Bu tür şiirler, başkaları tarafından şerhedilmeye muhtaç olur" dedi.
“Yunus Divanı”nın ilk programında, dini ve tasavvufi halk şiirinde mizahi manzumeler olarak bilinen şathiyeleri anlatan Mustafa Tatçı, “Şathiyeleri doğru yorumlamak zordur. Bu tür şiirler, başkaları tarafından şerhedilmeye muhtaç olur” dedi.
Esenler Belediyesi Kültür İşleri Müdürlüğü’nün Nizamülmülk Kültür Sanat Sezonu etkinlikleri kapsamında düzenlediği “Yunus Divanı”nın ilk programı yapıldı. Anadolu’da Türkçe şiirin öncüsü ve tasavvuf edebiyatının baş tacı Yunus Emre’nin ve eserlerinin anlatıldığı “Yunus Divanı”nın ilk programı, Araştırmacı-Yazar Mustafa Tatçı’nın anlatımıyla Dr. Kadir Topbaş Kültür Sanat Merkezi’nde gerçekleşti. Tatçı programda, Yunus Emre’nin de kullandığı “şath” isimli tasavvufi taşlamaları anlattı.
ŞATHİYELERİ YORUMLAMAK ZORDUR
Dini ve tasavvufi halk şiirinde mizahi manzumeler olarak da bilinen şathiyelerle ilgili Yunus Emre’nin de örnekler verdiğinden bahseden Tatçı, “Şathiyeler, mutasavvıf şairlerce söylenmiş ya da yazılmış, tasavvufi inançları dile getiren, anlaşılması yorumlanmasına bağlı şiirlerdir. ‘Şath’ kelimesi Arapça’da ‘alaylı söz’ anlamına gelir. Tasavvufta ise sûfînin kendisinden geçtiği bir sırada söylediği şeriata aykırı söz ve hareket anlamına gelir. Yunus’un; ‘Çıkdım erik dalına, anda yedim üzümü/Bostan ıssı kakıdı, der ne yersin kozumu?’ şiirini örnek olarak verebiliriz. Şath; bir şeyin fazlalığıdır. Bunu insana uyarladığımız zaman, aşk ile dolan bir insanın günün birinde patlamasını söyleyebiliriz. Aşık ise söylemezse çatlar. Aşık, kendini kaybederek cazibe halinde içindekileri boşaltır. Şaht; ‘taşmak’, ‘fazlalığı atmak’ anlamındaki kinayelerdir aynı zamanda. Şathiyelerde felsefî düşünceler ve bilgece hikmetler şaka ve alay perdesi altında anlatılırdı. Bu tür şiirleri doğru yorumlamak ve asıl anlatılmak istenenleri anlayabilmek oldukça zordur. Bu tür şiirler, başkaları tarafından şerhedilmeye muhtaç olur” şeklinde konuştu.