Eklenme tarihi 2 Aralık 2019
ABONE OLTezhibin Duayeni Sanatını Anlattı
"Zevk-i Tahattur" programına konuk olan tezhip sanatının duayenlerinden Prof. Dr. Çiçek Derman, hocası Prof. Dr. Süheyl Ünver'le ve tezhip sanatıyla tanışma hatıralarını anlattı.
“Zevk-ı Tahattur” programının bu ayki konuğu,tezhip sanatını Prof. Dr. Süheyl Ünver, Muhsin Demironat ve Rikkat Kunt’dan öğrenen Prof. Dr. Fatma Çiçek Derman oldu. Dr.Coşkun Yılmaz’ın Çiçek Derman’ın hayatı ve hatıraları üzerine sorduğu sorularla bir muhabbet havasında gerçekleşen programda, Derman’ın Süheyl Ünver ve tezhip sanatıyla tanışma hatıralarına da yer verildi.
Esenler Belediyesi Kültür İşleri Müdürlüğü’nün düzenlediği ve her ay değerli şahsiyetlerin hayatlarının konuşulduğu Zevk-ı Tahattur programı, 2019-2020 Hoca Ahmet Yesevî Kültür Sanat Mevsimi’nin ilk programında, tezhip sanatının duayenlerinden Prof. Dr. F. Çiçek Derman’ı konuk etti. Program yönetimini İl Kültür ve Turizm Müdürü Dr. Coşkun Yılmaz’ın üstlendiği etkinlik Dr. Kadir Topbaş Kültür Sanat Merkezi’nde gerçekleşti.
1962 yılında girdiği üniversite sınavından olumlu sonuç almaması üzerine ablasının tavsiyesiyle Süheyl Ünver’in asistanlığını yapmaya başladığını ifade eden Derman, “Süheyl hoca, Merkez Binada Tıp Tarihi ve Deontoloji Kürsüsünün bulunduğu mekanda bir atölye kurmuştu, burada tezhip, minyatür dersleri veriyordu. Ben de bu derslere katıldım ve hocaya hayran oldum.Daha sonra Süheyl hocanın teklifiyle burada çalışmaya başladım. Bu atölyede; Hattat Halim Özyazıcı, Prof.Dr.SemaviEyice, hattat Hâmid Aytaç, neyzen Niyazi Sayın gibi yaşayan sanatkârları tanıdım. Cuma günleri atölye günleriydi, sanatkârlar gelirdi. Perşembe günleri küçük bir gurupla, eski İstanbul’un tarihî köşelerini gezerdik. 18 yaşında bir genç kızın hayal bile edemeyeceği imkânlara böylelikle sahip oldum. Hocamın hakkını ödeyemem.
Bir yıl atölyede çalışan vebu arada üniversiteye hazırlanmaya da devam ederek 1963 yılındaİstanbul Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi bölümünü kazanan Derman, o yıl aynı zamanda Uğur Bey’le tanıştığını ve kendisinden evlilik teklifi aldığını söyledi. Uğur Derman’ın kendisinden, çalışma hayatını bitirmesi ve tahsilinibırakmasını istediğinivurgulayan Derman, “ Uğur Bey’in istediği olacak iş değildi, büyük bir hevesle okumaya başlamıştım. Ama ben hem tahsil hem de çalışma hayatımason vererek 1965 yılında evlendim. Süheyl hocam benim nikâh şahidimdi, Uğur Bey’in şahidi ise Necmeddin Okyay’dı. Yani evlilik temelimiz çok sağlam imzalarla atıldı. Benim için ailem ve ailemin huzuru her zaman ön plandaydı. Daha sonra çıkartılan üniversite affıyla Uğur Bey benim çok istekli olduğumu görüp, tahsilini bitirmemi istedi. Böylece ben 35 yaşımın üstünde ve 3 çocukla tahsilime devam ettim. Büyük bir istekle çalışıp 1982 yılında mezun oldum.” dedi.
Çiçek Derman Uğur Bey’le birlikte hayatları boyunca hiçbir işe talip olmadıklarını belirterek, “İlk işim için üniversiteden bana gelen hocalık talebiyle iş hayatına başladım. Talep geldiği zaman biz ikimiz de bunu edeben reddetmeyiz, HHhak’tan biliriz. Ama talip olmak benlik getirir, ‘Ben bu işi yaparım’ diye gidersiniz, biz bundan hep kaçınırız. Çalışma hayatım için de Uğur Bey’in rızasını gözettim. Eğer o hayır deseydi, ben çalışmazdım.” şeklinde konuştu.
Program Çiçek Derman’a Esenler Sanat Evi tezhip kursu öğrencilerinin hazırladığı tablonun hediye edilmesiyle sona erdi.