Eklenme tarihi 20 Ocak 2017
ABONE OLŞehir, Vahdet Ve Haya İle Kurulur
İslâm medeniyetinde şehir kurucu ilkelerin vahdet ve haya olduğunu söyleyen Prof. Dr. Sadettin Ökten, "İnşa faaliyeti yaparken ilahi ahengi bozmamalıyız. Bu, isyan olur" diye konuştu.
İslâm medeniyetinde şehir kurucu ilkelerin vahdet ve haya olduğunu söyleyen Prof. Dr. Sadettin Ökten, “İnşa faaliyeti yaparken ilahi ahengi bozmamalıyız. Bu, isyan olur” diye konuştu.
Esenler Belediyesi Kültür İşleri Müdürlüğü tarafından düzenlenen “Prof. Dr. Sadettin Ökten ile Şehir ve Düşünce” programında Ökten, İslâm medeniyetinde şehir kurucu ilkeleri anlattı. Moderatörlüğünü Esenler Belediye Başkan Yardımcısı Dr. Hasan Taşçı’nın yaptığı program, Yıldız Teknik Üniversitesi’ndeki Otağ-ı Hümayun’da gerçekleştirildi.
İNŞANIN TEMELİ VAHDETTİR
İslâm medeniyeti tasavvurunda genel iki prensip olduğunu söyleyen Prof. Dr. Sadettin Ökten, “Bunlardan birincisi, vahdet ilkesi. İnşa yaparken, tabiat kanunlarına uymak zorundayız. Vahdet ilkesine baktığımızda, İslâm diyor ki, ‘Newton’un koyduğu yasaları da, sosyal sahadaki yasaları da Allah koydu ve bu, tevhidi bir Allah’. İslâmi olarak değerlendirdiğimizde, bir taşı diğerinin üstüne koyarken olaya bütüncül bakmalıyız. Burada da kul hakkı, işçi hakkı, böcek hakkı, çevre hakkı hepsi gündeme geliyor. Bu, direkt olarak İslâmi söylemin insana yüklediği mesuliyet. Bu mesuliyet neden var? Çünkü çevreyi bu derecede değiştirebilen tek mahluk, insan” diye konuştu.
MALZEMENİN ÜZERİMİZDE HAKKI VAR
Ökten, vahdet prensibinin ikinci ayağını ise şöyle açıkladı:
“İnşaatta kullanılan malzemenin bizim üzerimizdeki hakkı var çünkü o bize emanet. İslâm’a göre o malzemede her zerre zikrullahla meşgul. O hâlde o malzemeye zulmedemeyiz. Malzemenin hakkını vermeli, letafetini göstermeliyiz. Kapitalist düzen, malzemeyi hatta insanı bile sıfır maliyetli görür. Bugün biz de, insana ve malzemeye maliyet çıkarmamaya çalışıyoruz. Bu, vahdet prensibine aykırı bir durumdur.”
ALLAH İMKÂN VERMEZSE İNŞAAT OLMAZ
Vahdet prensibinin son ayağını da açıklayan Ökten, “Bir inşaat yapmak için imkân gerekir. Bu imkânın bir boyutu teknik, bir boyutu finans ve diğeri zamandır. İmkân konusu, İslâm’a göre Allah’ın fırsat vermesidir. Allah, ihmal etmez imhâl eder(mühlet verir). Yani vahdet prensibinin üçüncü ayağı, zaman ve fırsatın bir emanet olması ve imtihan sorusu olma fikridir. Bu üç vahdet prensibi modernitede yer almaz, bu İslâm medeniyet tasavvuruna ait bir prensiptir” şeklinde konuştu.
HAYA YOKSA MEDENİYET YOKTUR
İslâm medeniyeti tasavvurundaki ikinci prensibin haya olduğunu söyleyen Ökten, “Bir Müslüman, bütün eylemlerinde Allah’ın denetimi altında olduğunu unutmamalıdır ve O’nun kendisine bir irade verdiğini, bu iradenin özgür seçim iradesi olduğunu bilmek mecburiyetindedir. Kendisine bunca nimet verilen Müslüman, her hareketinde Allah’ın rızasına karşı bir şey yapıyor muyum diye düşünmelidir. Haya prensibinin diğer ayağı, insanın diğer insanlardan utanmasıdır. Vahdet ve haya prensipleri, meskene ihtiyacı olan herkesi alakadar eder” ifadelerine yer verdi.
İLAHİ AHENGİ BOZMAYALIM
İnşa yaparken ilahi ahengi bozmamak gerektiğini belirten Ökten, “Müslüman tasavvuruna baktığımızda, bu kâinatta bir nizam görüyoruz. İnşa faaliyeti yaparken bu ilahi ahengi yani olabilen ahengin en iyisini bozmamalıyız. Bu, isyan olur. O’nun yaptığını beğenmemek, ‘Ben de varım’ demek olur” diye konuştu.