Eklenme tarihi 2 Nisan 2012
ABONE OLSalih Tuna: Demokrasi Çevirmesi Var
Esenler Belediyesi’nce düzenlenen Esenler Buluşmaları’nda konuşan Gazeteci Yazar Salih Tuna, Türkiye’nin son yıllarda demokrasi çevirmesi yaşadığını söyledi.
Esenler Belediyesi’nce düzenlenen Esenler Buluşmaları’nda konuşan Gazeteci Yazar Salih Tuna, Türkiye’nin son yıllarda demokrasi çevirmesi yaşadığını söyledi.
Esenler Belediyesi Konferans Salonu’nda “Darbecinin Sevdiği Gazeteciyi Ben De Severim” başlıklı bir konferans veren Gazeteci Yazar Salih Tuna, 28 Şubat sürecinin 1997’de başladığını ve bugüne kadar devam ettiğini söyleyerek, “(Eğer, her şey meydana çıktı, artık üzerinde durmaya gerek yok) diyorsanız fena halde yanılıyorsunuz.” dedi ve bunu şöyle bir örnekle açıkladı: “Eskiden minibüslerde muavin vardı. Minibüslerde ayakta yolcu almak yasaktı. Çevirme yapan polisi görünce muavin hemen (çök) derdi, ayaktaki bütün yolcular çökerdi. Muavin (kalk) derdi, yolcular kalkardı. Polis de ayakta yolcu yok zannederdi. O zaman polis çevirmesi vardı. Bugün de demokrasi çevirmesi var. 2002 yılında başlayan ve 2010 yılından beri de iyice hissetmeye başladığımız bir demokrasi çevirmesi var.” dedi.
Son 4+4+4 eğitim sistemi düzenlemesi ile Kur’an-ı Kerim’in liselerde seçmeli ders olarak okutulacağını dile getiren Tuna, “Eğer bugün demokrasi çevirmesi olmasaydı (İrtica geliyor), (Türkiye İran’a dönüyor) ve (İrtica hortladı) gibi manşetleri atılacaktı. Şu anda (çök, çök) ortamı yaşandığı için siz bunu hissetmiyorsunuz” diye konuştu. AK Parti’nin iktidar olmasıyla 28 sürecinin sona ermediğini ve 2002 yılından itibaren Balyoz’dan Sarıkız’a, Ayışığı’ndan Kafes’e, Eldiven’e kadar bir çok darbe teşebbüsleri olduğunu anlatan Tuna konuşmasına şöyle devam etti: “Belki hatırlarsınız. 2003 yılında 2 Sinagog’a bombalı saldırı yapıldı. O zaman bu saldırılar, El Kaide’ye mal edilmeye çalışılıyordu. Başbakan Erdoğan bir açıklama yapmış ve, (Bunları kimlerin yaptığını biliyoruz, gerektiğinde hesabını soracağız) demişti. Herkes de El Kaide’den bahsettiğini zannediyordu. Anlaşılan o ki, Başbakan o zaman bu Ergenekon yapılanmasını ve darbe teşebbüslerinden haberi var ve (kimlerin yaptığını biliyoruz) diyordu.
KAOSA KALKTI’DAN USTA NE DİYORSA’YA Gölcük’te çıkan belgelerden anlaşıldı ki, Sinagog baskınları Ergenekon işiymiş. 2007 yılında Cumhuriyet mitingleri yapıldı. O günün manşetlerini hatırlayınız: “Meydanlar doldu”, “Türkiye’nin çağdaş yüzü bu”, “Sivil Muhtıra”… Eğer CHP’nin 4+4+4 için Tandoğan’da yaptığı mitingten de umduklarını bulabilselerdi 2007 Cumhuriyet Mitingleri gibi başka yerlerde de yapacaklardı.”Gerek Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde, gerekse baş örtüsü ile ilgili düzenlemelerde o günlerde “411 el kaosa kalktı” gibi manşetler atıldığını hatırlatan Tuna, “Bu gayretler, 2010 yılına kadar devam etti. 12 Eylül 2010 referandumuna kadar 28 Şubat sürecinden murad edilenlere hep devam ettiler. 12 Eylül referandumundan sonra (Usta ne diyorsa o) manşetlerini atmaya başladılar. Şimdi (çök) vaziyetinde bekliyorlar.”
BİLİNÇLİ BİR ŞEKİLDE AŞAĞILANDIK Türk basınının 28 Şubat sürecinde ve sonrasındaki iki yüzlü yayın politikasından örnekler vererek konferansına devam eden Salih Tuna özetle sözlerine şöyle devam etti: “Sevmenin bin bir çeşidi var. Kediyi, ağacı, kuşu sevmek var, anneyi sevmek var. Darbecinin sevdiği gazeteciyi sevmem de böyle bir şey. Bazıları korku filmini sever. Fakat yalnız seyredemez. Benim darbecinin sevdiği gazeteciyi sevmem ironi bir sevmektir. Bir nevi ödeşme şeklidir bu. 28 Şubat’ta bizi ve bizden önceki kuşakları çok aşağıladılar. Gazetelerde, dergilerde aşağılanıyorduk. Bu halkın dini aşağılanıyordu. Bu bilinçli bir aşağılanma idi. Şimdi bizim yaptığımız yargılamak değil. Yargılanacaklarsa bu ülkenin mahkemeleri, hakimleri var. Biz, yaptıklarını yüzlerine vuruyoruz.”Konferansın sonunda Esenler Belediyesi Mali Hizmetler Müdürü Cevdet Tırmık, gazeteci yazar Salih Tuna’ya bir teşekkür çiçeği takdim etti.