Öneri ve Talep Formu

Eklenme tarihi 21 Mayıs 2012

ABONE OL

Şair Nabi’nin Peygamber Sevgisi

Esenler Belediyesi’nce her hafta düzenlenen “Gönül Sohbetleri”nin bu haftaki konuğu Prof. Dr. Nihat Hatipoğlu oldu. Hatipoğlu, Esenlerlilere Medine’nin Müslümanlar için önemini Şair Nabi’nin naat-ı şerifiyle anlattı.

 Esenler Belediyesi’nce her hafta düzenlenen “Gönül Sohbetleri”nin bu haftaki konuğu Prof. Dr. Nihat Hatipoğlu oldu. Hatipoğlu, Esenlerlilere Medine’nin Müslümanlar için önemini Şair Nabi’nin naat-ı şerifiyle anlattı.Esenler Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü tarafından her hafta Cuma akşamları düzenlenen “Gönül Sohbetleri”nin bu hafta konuğu Prof. Dr. Nihat Hatipoğlu oldu. Esenler Belediyesi Konferans Salonu’nda gerçekleşen sohbete çok sayıda vatandaş katıldı. Okunan ilahilerin ardından başlayan programda Hatipoğlu, ilk olarak kendisinin Medine ile ilk karşılaşmasında yaşadığı olayları anlattı. Hatipoğlu, daha sonra Şair Nabi’nin Medine yolculuğunda yaşadığı ilginç olayı yazdığı naat-ı şerifle dinleyicilere anlattı: 1678 yılında hac mevsiminde yola çıkan Urfalı mutasavvıf Şair Nâbî; devlet ricalinden oluşan bir kafile ile Medine’ye yaklaşmaktadır.Şair ruhlu ve aşk yüklü Nâbî, Medine’ye yaklaştıkça hiç uyumamaktadır. Medine sınırına iyice yaklaştıkları gece, istirahat esnasında bir Osmanlı paşasının ayağını Kâbe’ye doğru uzattığını ve o haliyle uyuduğunu görür. Bu durumdan çok müteessir olan Nabi şu beyti okur: Sakın terki- edepten kûy-i Mahbûb-i Hudâ’dır bu Nazargâh-ı ilâhîdir makam-ı Mustafâ’dır bû (Cenab-ı Hakkın nazargâhı ve Onun sevgili peygamberi Hz. Muhammed Mustafa’nın makamı ve beldesidir burası. Bu yerde sakın edebe riayetsizlik etme.)Bunu okurken paşa duyar ve uyanır. Bu sözleri kendisi için söylediğini anlayan Paşa, Nabi’ye; “Bu beyitleri ne zaman yazdın, başka kimse biliyor mu? diye sorar. Nabi cevap verir: “Sadece şimdi.” Paşa, “Ne olur aramızda kalsın kimseye söyleme” der. Nabi söz verir. Kimseye söylemeyecektir. Nihayet kafile yoluna devam ederek sabah ezanı vakti Medine’ye ulaşır. Mescid-i Nebevi’nin müezzinleri minareden Nabi’nin bu Naatını okumaktadır. Nabi ve Paşa donup kalır. Namazdan sonra Nabi ve Paşa müezzinlerin yanına gider ve sorarlar: “Siz bu naatı nerden öğrendiniz?” Müezzinler şöyle anlatırlar. “Bu gece Allah Resulü rüyamızda bize ‘Ümmetimden Nabi isimli bir şair beni ziyarete geliyor. Bu zat bana karşı büyük bir aşk ve sevgi ile doludur. Bu aşkı sebebiyle şöyle bir naat yazmıştır. Siz bu naatı onun Medine’ye girişi şerefine bu sabah minarelerden okuyarak onun gelişini kutlayın’ buyurdu. Biz de bu emr-i Nebevîyi yerine getirdik” deyince Nabi hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı. Hem ağlıyor, hem de şunları söylüyordu: “Demek iki cihan güneşi bana ümmetim dedi. Demek ki iki cihan güneşi beni ümmetliğine kabul buyurdu.”Nihat Hatipoğlu, Medine’nin hikmetleri bulunduğunu ancak, en büyük hikmetin de Hz. Peygamber olduğunu vurguladı. Medine’nin önemine dair verdiği örneklerle konuşmasına devam eden Hatipoğlu, Resullullah’ın, “Ahir zamanda Deccal Medine’ye giremeyecek” sözlerini hatırlatarak Medine’nin kendisine yakışmayanı kabul etmeyeceğini ifade etti. Bu sebeplerden dolayı Medine’ye hakkıyla gidip gelinmesi gerektiğini vurgulayan Hatipoğlu, daha sonra dinleyicilerin merak ettikleri soruları yanıtlayarak konuşmasını tamamladı.

Diğer Haberler