Eklenme tarihi 28 Şubat 2019
ABONE OL‘Rum’ Tabirini Yanlış Kullanıyoruz
Rumi olmanın gereklerini anlatan Prof. Dr. Ahmed Güner Sayar, "Rum tabirini 'Yunanlı' hatta 'gâvur' anlamında kullanıyoruz. Oysa bu tabir, 'Anadolu' anlamına gelir. Rumi olabilmenin ilk şartı oralı olmaktır ama Rumi olabilmenin yeterlilik şartı ise o yerle olan bağlantıyı kurabilmektir" dedi.
Rumi olmanın gereklerini anlatan Prof. Dr. Ahmed Güner Sayar, “Rum tabirini ‘Yunanlı’ hatta ‘gâvur’ anlamında kullanıyoruz. Oysa bu tabir, ‘Anadolu’ anlamına gelir. Rumi olabilmenin ilk şartı oralı olmaktır ama Rumi olabilmenin yeterlilik şartı ise o yerle olan bağlantıyı kurabilmektir” dedi.
Prof. Dr. Ahmed Güner Sayar, Esenler Belediyesi Kültür İşleri Müdürlüğü’nün düzenlediği “Osmanlı’dan Günümüze Portreler” programında Esenlerliler ile bir araya geldi. Sayar, programda Türklerin Rumi olma süreçlerini ve yanlış bilinen Rum kavramının özellikleri üzerine konuştu.
RUMİ OLMAK BU ŞARTLARA BAĞLI
Üzerinde yaşadığımız toprakların ‘Rum’ adıyla anıldığını ve bu tabirin ‘Anadolu’ anlamına geldiğini söyleyen Sayar, “Biz Rum tabirini çok yanlış kullanıyoruz. ‘Yunanlı’ hatta ‘gâvur’ anlamında kullanıyoruz. Bakın ben Konyalıyım mesela, Rumiyim. Fakat Rumilik meselesi sadece orada doğmuş olmak veya orada bulunmakla kazanılan bir şey değil. Ben 40 sene Cerrah Paşa Tıp Fakültesi’nde dolaşsam da ameliyat yapamam, benim orda olmam bana doktorluk kabiliyeti vermez. Bunun için benim tahsil yapmış olmam lazım. Rumi olabilmenin ilk şartı oralı olmaktır ama Rumi olabilmenin yeterlilik şartı ise o yerle olan bağlantıyı kurabilmektir. Bu bağ inanç ile olur, inanç görülmez. İnanç fiillerde ortaya çıkar. Kur’an-ı Kerim’de sureler vardır ve coğrafyaya ait tek sure, Rum suresidir. Burada bir sır vardır işte. Üzerimizde görünmez bir el var. Biz bunu akıl ve idrak şartıyla anlamaya çalışıyoruz, halbuki bu ancak inançla olabilir. İşte Türklerin Anadolu’ya gelişindeki amacı budur. İlk defa Süleyman Şah zamanında Türkler Gelibolu’dan Rumeliye çıkıyorlar, Türkler Anadolu’da Rumilik kazanmıştır” diye konuştu.
MEVLANA RUMİ’DİR AMA ŞEMS DEĞİL
Rumi olan ve olmayan gönül erlerinden de söz eden Sayar, “Rumi olabilmek için bir şeyin tahsilini yapmak gerekir. Bu da size ikram olan şeyle bütünleşerek yapabileceğiniz bir şeydir. Yani Rum suresinden sınırsız bir ummana girebilmektir. Bu da her kula verilmiyor, tıpkı her coğrafyaya verilmediği gibi. Mevlana Celaleddin-i Rumi, Eşrefoğlu Abdullah Rumi, Hacı Bayram-ı Veli gibi isimler Rumidir. Çünkü bu isimler Rumi olmanın iki şartını da yerine getirmiş isimlerdir. Muhyiddin İbnü’l-Arabî Konya’da bulunmuştur, irşad etmiştir ama Rumi değildir. Aynı şekilde Şems-i Tebrizi Konya’ya gelmiştir, Türk’tür ama Rumi değildir. Coğrafyanın insanlara ikramı olduğu gibi bu ikramı algılayabilmek de gerekir” dedi.