Eklenme tarihi 2 Ocak 2019
ABONE OLKültür Ve Ahlâk Medeniyeti Yaşatır
"Türkiye’de Kültür ve Kimlik Değişimi" programında konuşan Prof. Dr. Sami Şener, "Kültürel ve ahlâki yönümüzü geliştirmemiz, medeniyetimizin yaşam süresini uzun hale getirir" dedi.
“Türkiye’de Kültür ve Kimlik Değişimi” programında konuşan Prof. Dr. Sami Şener, “Kültürel ve ahlâki yönümüzü geliştirmemiz, medeniyetimizin yaşam süresini uzun hale getirir” dedi.
Esenler Belediyesi Kültür İşleri Müdürlüğü’nün düzenlediği “Türkiye’de Kültür ve Kimlik Değişimi” programı Dr. Kadir Topbaş Kültür Sanat Merkezi’nde gerçekleşti. Prof. Dr. Sami Şener programda, medeniyetin temel ilkeleri üzerine konuştu.
MEDENİYETİN İKİ BOYUTU VAR
Medeniyetin maddi ve manevi olmak üzere iki farklı boyutunun bulunduğunu ve bu iki temel olmadan medeniyetin ayakta kalmasının zor olduğunu ifade eden Şener, “Biz, insan topluluğu olarak bir medeniyet oluşturuyoruz. Bu medeniyeti de bilgilerimizle, sanatımızla, kurduğumuz müesseselerle, eğitim ve siyaset gibi çalışmalarla kuruyoruz. Kurduğumuz medeniyetin manevi ve maddi olmak üzere iki yönü var. Manevi yönünü bizim ahlâkımız, dinimiz ve kültürümüz oluşturuyor. İktisadi ve teknik yönünü ise; ortaya koyduğumuz binalar, aletler gibi çalışmalar oluşturuyor. Yaptığımız binanın temeline ahlâkı, kültürü, inancı koymadığımızda teknoloji ve ekonomi bizi yönlendirmeye başlıyor. Ekonomiden kazanç temin eden güçler bizi onun kölesi haline getiriyorlar. Onlar bizim ekonomi ve teknolojiyle hayatımızı geçiştirmemizi istiyorlar fakat bizim manevi değerlerimizi arkadaşlıklar, aile yapımız ve eğitim oluşturuyor. Medeniyetle olan birlikteliğimiz bu tür davranışların varlığından ortaya çıkıyor. Ekonomik imkânlara da sahip olmak gerekli tabii ki hayatımızı idame etmemiz için ama büyük firmaları olup da, firmalarındaki insanlar tarafından sevilmeyen insanlar var. Dolayısıyla kültürel ve ahlâki yönümüzü geliştirmemiz, medeniyetimizin yaşam süresini uzun hale getirir” diye konuştu.
OSMANLI’DA BİLGİ VE AHLÂK BİRLİKTE YÜRÜMÜŞ
Tarihte en güçlü medeniyetlerin üç yüz yıllık bir ömre sahip olduğunu aktaran Şener, Osmanlı Devleti’nin altı yüz elli yıl hüküm sürerek bu algıyı bozduğunu belirterek şunları söyledi:
“Osmanlı Devleti, bir sınırı Balkanlar’da diğer sınırı Afrika’nın ortasında, bir diğer sınırı ise Avrupa’nın ortasına uzanan dünya çapında bir devletti. Tarihsel yapıya bakıldığı zaman birçok güçlü devletin yaşam sürelerinin iki katı bir hayat yaşamış. Peki bunu nasıl yapmış? Osmanlı ekonomisi çok güçlü olduğu için yapmamış bunu, emri altında bulunan birçok milleti silah ve baskıyla da yönetmemiş. Osmanlı, yönetimi altındaki milletlerin dillerine, kültürlerine, dinlerine karışmamış, tabii ki devletine ve ahlâkına zarar gelmeyecek ölçüde yapmış. Bunları adaletle gerçekleştirmiş; adalet hem manevi hem de sosyal bir kavram olmasının yanı sıra değerlerimizle ve davranışlarımızla da alakalı. Yani adalet kavramı bizim medeniyetimizin en üstün özelliği. Ayrıca adaletin yanında bilgi de önemli. Bilgiye sahip olmazsak olayları yanlış ve eksik değerlendirebiliriz. Osmanlı’da bilgi ve ahlâk birlikte yürümüş. Batı’da maddi ve sanatsal bir gelişme varken bizde hem manevi hem sosyal bir gelişme var. “