Eklenme tarihi 26 Aralık 2018
ABONE OLİnsan İnsanın Yurdudur
Fikir Atölyesi'nde konuşan Gazeteci Yusuf Kaplan, "Batı'da, 'İnsan insanın kurdurur', derler. Bir Müslüman'a göre insan insanın kurdu değildir; insan insanın yurdudur, umududur, ufkudur" dedi.
Fikir Atölyesi’nde konuşan Gazeteci Yusuf Kaplan, “Batı’da, ‘İnsan insanın kurdurur’, derler. Bir Müslüman’a göre insan insanın kurdu değildir; insan insanın yurdudur, umududur, ufkudur” dedi.
Esenler Belediyesi Kültür İşleri Müdürlüğü’nün düzenlediği “Fikir Atölyesi” programı Dr. Kadir Topbaş Kültür Sanat Merkezi’nde gerçekleşti. Gazeteci Yusuf Kaplan programda, Batı medeniyetinin ‘ilerleme’ kavramına bakışı ve dünyada adalet ve özgürlükler üzerine konuştu.
BATI’NIN İLERLEMEDEN ANLADIĞI, BARBARLIK
Batı medeniyetinin ‘ilerleme’ kelimesini güç ve yok edişle özdeşleştirdiğini ifade eden Kaplan, “Batı söyleminin merkezinde olan ilerleme kelimesinin üzerine bir dünya kurulamaz. İlerleme kavramından anladığımız bilimi, teknolojiyi yok edebilecek bir teknolojiyi geliştirmek. Bu ilerlemek değil, aslında bu tam anlamıyla barbarlıktır, buna uygarlık diyemeyiz. Tüm varlığa saldıran bu anlayışın ilerlemeyle alakası yoktur. Bizim için ilerleme beşerin insanlaşmasıdır, insanca bir dünyanın nasıl kurulacağı meselesi üzerine kafa yormaktır. Mümin kişi ne kadar kendini geliştirme çabası gösterir ve hayırda yarışırsa, hiçbir kültüre, medeniyete baskı uygulamazsa bu bir ilerlemedir. İlerlemenin sadece araçlara ve güce indirgenerek niteliğin yerle bir olması, insanın araçların kölesine dönüşmesini sağlar. İnsan amaçlarını yitirir, araçların kölesi olur. Bu doğrudan Batı’yı meşrulaştırma ve Batı’nın köleleştirmesini meşrulaştırmadır” şeklinde konuştu.
İNSAN İNSANIN KURDU DEĞİL UMUDUDUR
Hakikatin olmadığı yerde adalet ve özgürlüklerin elde edilemeyeceğini söyleyen Kaplan konuşmasını şöyle tamamladı: “Adalet kavramının içeriğine bakmak istediğimizde özgürlük, hukuk ve hak kavramlarını da ele almamız lazım. Adalet aslında Kuran’ın tarifidir. Dolayısıyla adaletin sağlanması için bir yaratıcı ve bir de içinde yaşadığımız dünya olmalı. Bu dünya gücü eksene alarak kurulmuş bir dünya. Gücü eksenine alan bir dünya, sadece orman kanunlarının geçerli olduğu bir dünya olur. Biz şu an bu dünyada yaşıyoruz. Bu düşüncenin var olduğu Batı’da, ‘İnsan insanın kurdurur’, derler. Bir Müslüman’a göre insan insanın kurdu değildir; insan insanın yurdudur, umududur, ufkudur. Batılıların söylemleri ve eylemleri üzerinden kendimizi anlamaya çalışmamalıyız. Kendimizi ötekileştiriyoruz ve nesneleştiriyoruz. Halbuki ilk önce zihnimizin Müslümanlaşması lazım, sonra da bunu eyleme dökebiliriz”.