Eklenme tarihi 9 Mayıs 2018
ABONE OLHakk’tan Ayrılmak En Büyük Azaptır
"Yunus Divanı" programında Yunus Emre'nin 'ayrılık' konusuna bakışını değerlendiren Araştırmacı-Yazar Mustafa Tatçı, "Bizim aslımız Hakk'tır, Hakk'tan ayrı olduğunu fark eden insanlar için bundan daha büyük azap yoktur" dedi.
“Yunus Divanı” programında Yunus Emre’nin ‘ayrılık’ konusuna bakışını değerlendiren Araştırmacı-Yazar Mustafa Tatçı, “Bizim aslımız Hakk’tır, Hakk’tan ayrı olduğunu fark eden insanlar için bundan daha büyük azap yoktur” dedi.
Esenler Belediyesi Kültür İşleri Müdürlüğü’nün Nizamülmülk Kültür Sanat Sezonu etkinlikleri kapsamında düzenlediği “Yunus Divanı” programı, Dr. Kadir Topbaş Kültür Sanat Merkezi’nde gerçekleşti. Araştırmacı-Yazar Mustafa Tatçı programda, insanın Hakk’tan ayrılışı ve insan-ı kâmilin özellikleri üzerine konuştu.
İNSAN-I KÂMİL NEFSİ TERBİYEDEN GEÇİRİR
İnsan-ı kâmil’e Cenabı Hakk’ın bazı yetkiler verdiğini söyleyen Tatçı, en büyük yetkisinin nefisleri hak sırrıyla tanıştırma yetkisi olduğunu söyleyerek şunları ekledi:
“İnsan-ı kâmil derken, Taptuk Emre gibi, Yunus Emre gibi, Mevlana gibi, Şems gibi elleri öpülesi insan-ı kâmillerden bahsediyoruz. Bu insan-ı kâmillerin özelliklerinden bir tanesi, bizim gibi tevhit makamlarını anlayarak Cenab-ı Hakk’a ulaşmak için gayret gösteren kişileri, onların nefislerine karşı eğiterek terbiyeden geçirmeleridir. Yani bilinçli ve sistematik olarak bizim eğitilmemiz için celal terbiyesinde bulunurlar. Kur’an’da insan-ı kâmil için kullanılan sıfatlardan birisi ‘yedullah’tır. Yedullah, ‘Allah’ın eli’ manasına gelir. Allah’ın eli mi var derseniz, evet var, sizdeki eller nedir? Sizdeki elleri kılan Allah’tır.”
HAKK’TAN AYRILMAK EN BÜYÜK ACIDIR
Yunus Emre’nin ayrılık temasını işlediği bir şiiri üzerinden, Hakk’tan ayrılmanın en büyük acı olduğunu ifade eden Tatçı şöyle konuştu:
“Yunus Emre bu şiirinde Taptuk Emre üzerinden Allah’a sesleniyor ve kendisi için en büyük cezanın ayrılık olduğunu söylüyor. Onun için ayrılık derdinden daha büyük bir azap yok. İnsan dünyada da sevdiği birisinden ayrılınca üzülür. Ayrılık derdinden büyük bir azap yoktur. Bizim aslımız Hakk’tır, kulun Hakk’ı anlayamaması pozisyonunda düşünürsek, Hakk’tan ayrı olduğunu fark eden insanlar için bundan daha büyük azap yoktur. Hepimiz deryadan bir katreyiz, tekrar aslımıza ulaşmaya çalışıyoruz. Biz bunun için gönderildik bu dünyaya. Biz bu sevgiyle aslımıza döneceğiz. Ayrılık meselesini anladığımız zaman bundan daha büyük acı olmadığını anlamış bulunacağız. En büyük dert, ayrılık derdidir. Dünya ve dünyevilik bizi Allah’tan ve aslımızdan ayırıyor. Bizi aslımızdan ayıran bu perdeyi fakirlik sırrıyla aradan kaldıracağız. Yok oldukça, var olacağız. İnsan bunu anlayıp tevhide dönmeye başladıkça bir yandan ateş basacak, bir yandan da kavuşma arzusu çoğalacak ve bununla yanıp tutuşacaktır.”