Öneri ve Talep Formu

Eklenme tarihi 23 Mart 2018

ABONE OL

Göçebeler, Yerlilerden İyi Ve Ahlaklı

Prof. Dr. Recep Şentürk, İbn Haldun'a göre göçebelerin yerleşik hayatta olanlara nazaran hayra, iyiliğe ve ahlaklı olmaya daha yatkın olduğunu söylediğini dile getirdi.

Prof. Dr. Recep Şentürk, İbn Haldun’a göre göçebelerin yerleşik hayatta olanlara nazaran hayra, iyiliğe ve ahlaklı olmaya daha yatkın olduğunu söylediğini dile getirdi.

Esenler Belediyesi Kültür İşleri Müdürlüğü’nün düzenlediği “Mukaddime Okumaları”nda konuşan Prof. Dr. Recep Şentürk, İbn Haldun’un ünlü eseri “Mukaddime”yi Esenlerlilere anlatmaya devam ediyor. Dr. Kadir Topbaş Kültür Sanat Merkezi’nde düzenlenen “Mukaddime Okumaları”nda Prof. Dr. Recep Şentürk, eserin göçebe ve yerleşik hayatta yaşayan toplumların özellikleriyle ilgili bölümünü ele aldı. Programı Esenler Belediye Başkanı Mehmet Tevfik Göksu da takip etti.

İBN HALDUN’DAN GÖÇEBE-YERLİ KIYASI

İbn Haldun’un göçebelerle yerleşik hayatta olanlar arasında yaptığı kıyaslamada, göçebe olanların yerleşik hayatta olanlara nazaran hayra, iyiliğe ve ahlaklı olmaya daha yatkın olduğunu söylediğini ifade eden Şentürk, bunun sebebinin ise yerleşik hayata geçildikçe insanın fıtratından uzaklaşması olduğunu ifade etti. Şentürk, insanın iyilik üzere olan fıtratını muhafaza etmesi gerektiğini söyleyerek şunları kaydetti:

“İnsan fıtrattan bir kere uzaklaştığında bir daha fıtratını geri kazanması zordur. Hayır üzere yaratılan insan hayır üzere alıştırılırsa bu onda bir alışkanlık olur. Güzel ahlak, iyi davranışları alışkanlık olarak kazanmak demektir. Şer üzere olan bir kişi de, şerri doğası haline getirdiyse onun şerden uzaklaşıp tekrar hayra dönmesi zordur. Yerleşik hayatta olanlar, lüksü, lezzetleri öncelik haline getirmişlerdir. Yerleşik hayat yaşayan insanlar dünyaya yönelmişlerdir ve arzularını tatmin edebilmek için bir çok yollar geliştirmişlerdir, bundan dolayı da bu kişilerin ahlakları şerre boyanmış ve hayırdan uzaklaşmışlardır. Bu kişilerden haya kalkar. Bunlar kendi aralarında, meclislerinde, ailelerinde kötü sözler bile sarf ederler. Onlardaki haya duygusu kötü eylemlerini engellemekte yetersiz kalır. İbn Haldun’un o zamanlar için söylediği bu çıkarımlar bize çok da yabancı gelmiyor farkındaysanız. İbn Haldun diyor ki, ‘Göçebeler de dünyaya yönelirler ama onların imkanları yetmediği için sadece zaruri ihtiyaçlarını karşılarlar.’ Yani yerleşik hayat sosyal bozulmaya açılan kapıdır. Kötülük yerleşik hayatta zirveye çıkar; bu söylenilenden ortaya çıkan şey ise göçebelerin hayra, iyiliğe ve güzelliğe yerleşik hayat yaşayanlardan daha yatkın olduğudur.”

TAKVA, HAYRA YAKLAŞTIRIR

Sözlerine takva sahibi insanların şehir hayatında bile doğru yolda hayra yakın olduğunu söyleyerek devam eden Şentürk, “Takva, şehir hayatında fren rolünü oynar. İnsanın lükse kaçmamasına, yanlış alışkanlıklar kazanmamasını sağlar. Takvası olmayan toplum, refahın, zenginliğin ve lüksün getirdiği tüm zararlı alışkanlıklardan korur. İslamiyet zenginliği yasaklamamıştır ama zenginliğin zararlarından korunmak için insanlara takva sahibi olmayı emretmiştir. Osmanlı böyle yapmıştır. Osmanlının yedi asır hüküm sürmesinin sırrı da bundadır. En zengin devletlerinden birisini kuruyorlar ama takvayla yaşadıkları için bu zenginlik onları etkilemiyor. Ne zaman ki takvayı terk edip, safahata ve lükse dalıyorlar, işte o zaman devlet çöküyor” ifadelerini kullandı.

Diğer Haberler