Eklenme tarihi 28 Haziran 2015
ABONE OLEsenler’de Bir Osmanlı Geleneği
Esenler Belediyesi, bir geleneği daha günümüze taşıyor. "Huzur ve Umuttur Ramazan" sloganıyla düzenlenen Ramazan etkinlikleri kapsamında ilk kez gerçekleştirilen Helva Sohbetleri ile Osmanlı'da önemli olan bir gelenek günümüzde yaşatılıyor.
Esenler Belediyesi, bir geleneği daha günümüze taşıyor. “Huzur ve Umuttur Ramazan” sloganıyla düzenlenen Ramazan etkinlikleri kapsamında ilk kez gerçekleştirilen Helva Sohbetleri ile Osmanlı’da önemli olan bir gelenek günümüzde yaşatılıyor.
Esenler Belediyesi’nin bu yıl “Huzur ve Umuttur Ramazan” sloganıyla düzenlediği etkinlikler kapsamında bir ilke daha imza atıldı. Ramazan’ın bereketini tüm ilçeye yaymak için Osmanlı’da çok önemli bir gelenek olan ve Cuma günleri yapılan Helva Sohbetleri hayata geçirildi.
HELVA SOHBETLERİNE YOĞUN İLGİ
Helva Sohbetleri, Teravih Namazı sonrasında kahvehane ve meydan gibi şehrin değişik buluşma noktalarında yapılıyor. Sanatçı Ahmet Yenilmez’in meddahlığında gerçekleştirilen sohbetlere Esenlerliler de büyük ilgi gösteriyor. Dörtyol Meydanı’ndaki son buluşmaya Esenler Belediye Başkanı Mehmet Tevfik Göksu, AK Parti Esenler İlçe Başkanı Gökhan Taran, Belediye Genel Sekreteri Mehmet Çelik ve çok sayıda vatandaş katıldı.
HEM GÖNÜLLER HEM AĞIZLAR TATLANIYOR
Bu yıl bir ilke daha imza attıklarının altını çizen Başkan Göksu, “Etkinliklerimizi her bir vatandaşımızın ayağına götürelim istedik. Şehrin değişik buluşma alanlarında bir taraftan ramazan sohbetleri yapıyoruz bir taraftan helva dağıtıyoruz. Böylece Esenlerlilerin hem ağızlarını hem de gönüllerini tatlandırıyoruz” dedi.
BEDELİ ŞEHİTLERİN KANIYLA ÖDENDİ
Ahmet Yenilmez, sohbette konuklarına Çanakkale Savaşı’nın unutulmaz kahramanlarından biri olan Mehmet Muzaffer’in üstün zekasıyla çözüme kavuşturduğu olayı anlattı.
Yenilmez, olayı şu şekilde aktardı; ” Galatasaray Lisesi öğrencisi iken gönüllü olarak Çanakkale cephesine giden Subay Adayı Mehmet Muzaffer, alayının otomobillerine lastik satın almak için cepheden İstanbul’a gelir ama hazinede para yoktur. Mehmet Muzaffer, para basımında kullanılan kağıdın aynısını Karaköy’deki kırtasiyecilerinden alır, çini mürekkebi ve boya ile gerçeğinden bir bakışta ayırt edilemeyecek derecede taklit bir para yapar. Tüccara verdiği ve yutturduğu para budur. O devrin hakiki paralarının üzerinde ‘Bedeli Dersaadet’te altın olarak tesviye olunacaktır.’ yazar. Muzaffer yaptığı taklit paradaki bu ibareyi değiştirerek ‘Bedeli Çanakkale’de şehitlerin kanıyla ödenecektir’ yazar.
Yenilmez, dünyada emsaline rastlanmayacak bu olaya konu olan sahte paranın, Şükrü Balcı Polis Okulu’nda Türk Polis Teşkilatı kayıtlarına geçen ilk kalpazanlık belgesi olarak sergilendiğini söyledi. Esenlerlilerin büyük bir ilgiyle takip ettiği sohbet, helva ikramı ile sona erdi.