Öneri ve Talep Formu

Eklenme tarihi 20 Kasım 2018

ABONE OL

Edep Davranış, Ahlâk İse Maneviyattır

Edep ve Ahlâk Sohbetleri'nde konuşan Mutasavvıf Yazar Ömer Tuğrul İnançer, edep ve ahlâkın farkına değinerek, "Edep davranışın, ahlâk davranışa sevk eden yüksek, doğru, iyi ve ruhi maneviyatın adıdır" dedi.

Edep ve Ahlâk Sohbetleri’nde konuşan Mutasavvıf Yazar Ömer Tuğrul İnançer, edep ve ahlâkın farkına değinerek, “Edep davranışın, ahlâk davranışa sevk eden yüksek, doğru, iyi ve ruhi maneviyatın adıdır” dedi.

Esenler Belediyesi Kültür İşleri Müdürlüğü’nün düzenlediği “Edep ve Ahlâk Sohbetleri”, Mutasavvıf Yazar Ömer Tuğrul İnançer’in anlatımıyla Dr. Kadir Topbaş Kültür Sanat Merkezi’nde gerçekleşti. Edep ve ahlâk kavramları üzerine sohbet edilen programa vatandaşlar yoğun ilgi gösterdi.

AHLÂKA VERİLEN EHEMMİYET, EDEBE VERİLEN EHEMMİYETTİR

Edep ve ahlâkın birbirinden ayrılmaz kavramlar olarak düşünüldüğünü fakat birinin teorik diğerinin ise pratik olduğunu belirten Yazar Ömer Tuğrul İnançer, “Ahlâk, insanı doğru davranışa sevk edecek ruhi ve manevi birikimlerdir. Doğru davranışlar şeklinde tezahür etmezse onun da ehemmiyeti çok yoktur. Biz inancımıza göre bildiklerimizden, ahlâkımızdan, duygu ve düşüncelerimizden sorulara muhatap olmayacağız. Ahlâka verdiğimiz ehemmiyet, aslında edebe verdiğimiz ehemmiyettir. Edep davranışın, ahlâk davranışa sevk eden yüksek, doğru, iyi ve ruhi maneviyatın adıdır. Eğer o yüksek manevi yapı ayrıca nefis terbiyesi temeline dayanmazsa, öfkeyle, gadapla o manevi hal kalkar, canavarlaşırız. Bizim ahlâk olarak kabul ettiğimiz şey, İslâmi ahlâktır. Onun dışında da ahlâk yoktur. Bizde bir yanlış vardır ki, ahlâkın iffet olduğunu zannediyoruz. İffet ahlakın içindedir ama yegânesi değildir” diye konuştu.

CAHİLİYE DEVRİ BİLGİSİZLİKLE ALAKALI DEĞİL

Peygamber Efendimiz’in teşrifinden önceki dönemin Cahiliye Devri olarak isimlendirildiğini fakat bu dönemin bilgisizlikle bir alakası olmadığını aktaran İnançer, “Ne kadar bilirsen bil, Allah’ı bilmiyorsan cahilsin demektir. O dönemdekiler çok bilgili kişilerdi. Mekke çok önemli bir Arap şehri ve idare merkeziydi. Miras hukuku, riyasetin geçmesi, ticaret hepsi vardı ama ahalinin elinde değildi bu şeyler. Cahiliye Devri’nin ahlaki anlayışlarını biz eski atasözlerinden ve Cahiliye Devri’nin günümüze gelmiş şiirlerinden ölçüyoruz. Okuma yazma bilmezlerdi ama okuma yazma ilmin olmazsa olmaz şartı değildir. Demek ki okuma yazma bir vasıta, bu vasıtadan doğru istifade edebilmek başka, vasıtayı istediğiniz gibi kullanmak başka bir şey” ifadelerine yer verdi.

Diğer Haberler