Bu Gece Diğerlerinden Farklı
Tayfun (30’lu yaşlar), gece vakti karanlık bir yolda ilerlerken, aniden karşısına çıkan bir karartıya çarpmamak için fren yapar. Aynı anda, karşı şeritten gelen Duygu (30’lu yaşlar) da aynı karartıdan kaçınırken savrularak yol kenarındaki kanala saplanır. İkili bir anda kendilerini, gecenin karanlığında, yol ortasında, çarptıkları şeyin arayışında bulur. Tayfun, el fenerini almak için bagajını açar; içinde bir tabure ve halat vardır. Tayfun çalan telefonunu umursamadan etrafa bakınıp çarptıkları şeyi arar. Duygu da bir yandan kendisine gelen baş sağlığı aramalarına yanıt verirken diğer yandan yol yardımı ayarlamaya çalışır. İkili, yerdeki birkaç damla kan ve arabalarındaki darbeler dışında bir iz bulamaz. Duygu’nun kardiyolog olduğunu öğrenen Tayfun, panik atakları sebebiyle geçmişte birçok kardiyologla görüştüğünü anlatır. Duygu, Tayfun’a isterse gidebileceğini söylese de Tayfun onunla kalıp bekler. Tayfun bekleyiş sırasında, karanlığın ortasında duran tek bir ağaca sık sık, uzun uzun bakar. Duygu’nun telefonu çekmeyince Tayfun ona kendi telefonunu verir. Duygu, Tayfun’un telefonuna gelen bir aramayı yanlışlıkla yanıtlar. Arabanın hoparlöründen duyulan karşı taraftaki endişeli bir ses, Tayfun’a düşündüğü şeyi yapmaması için yalvarır. Daha önce Tayfun’un gidebileceğini söyleyen Duygu artık onu yanında tutmaya çalışır, çarptıkları şeyle ilgili sorular sorar. Yoldan geçen bir çift yardım için bir süre yanlarında kalır, ardından ayrılır. Yeniden baş başa kaldıklarında, hayat, yitirilenler ve vazgeçişler üzerine derin bir sohbete dalarlar. Duygu, babasının cenazesinden döndüğünü anlatır. Tayfun nereye gittiğini açıklamak üzereyken çekici gelir ve konuşma bölünür. Duygu’nun arabası çekiciye yüklenirken gece boyunca baktığı ağacın altına giden Tayfun, yerde duran bir teneke ve kablo yığınına uzun uzun bakar. Tayfun, ağacın dalının yüksekliğini anlamaya çalıştığı esnada çalıların arasından gelen bir hışırtıyla irkilir. Patisinden yaralanmış bir beyaz tavşan, korku dolu gözlerle etrafa bakmaktadır. Tayfun, usulca uzanır ve o tavşanı kucaklar. Tayfun’un kucağındaki tavşanı gören Duygu, patisinin durumuna bakar ve acil müdahale edilmesi gerektiğini söyler. Onları orada bırakmak istemez ve arabasını çekiciyle gönderir. Tayfun, bagajındaki tabureyi kırar ve yine bagajındaki halattan bir parça kesip Duygu’ya verir. Duygu bu tahta parçasını tavşanın patisine bir atel gibi bağlar. Tayfun’un arabasının direksiyonuna geçen Duygu, Tayfun’un sarmaladığı tavşanla oradan ayrılır. Hayatlarının yol ayrımında umulmadık bir anda yolları kesişen bu iki yabancı, ortak bir amaç için yeni bir rotaya doğru yola koyulurlar.